Geri Git   RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI > SOHBET ve EĞLENCE > TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER

TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER Güncel olaylar hakkında...




Yanıtla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Eski 16-04-2006, 22:03   #1
mustfer
Kaptan
 
Üyelik Tarihi: 22.09.05
Mesaj Sayısı: 256
Varsayılan Çevreyle İlgili Haberler

Son günlerde Tuzla'da ortaya çıkan zehirli varillerden esinlenerek internetten okumuş olduğum çevre konulu haberleri buraya taşımak ve sizlerle paylaşmak istedim. Saygılarımla...
__________________
Mustafa D. 1973

Bu mesaj en son " 17-04-2006 " tarihinde saat 02:39 itibariyle mustfer tarafından düzenlenmiştir....
mustfer Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links
Eski 16-04-2006, 22:04   #2
mustfer
Kaptan
 
Üyelik Tarihi: 22.09.05
Mesaj Sayısı: 256
Varsayılan

Tuzla'da zehirli varil paniği
09.04.2006 20:19 - i, Mynet Haber
İstanbul'un Tuzla ilçesine bağlı Orhanlı beldesinde bulunan varillerden alınan numunelerin, yüksek miktarda kanserojen madde içerdiği belirlendi.

İzmit Atık ve Artıkları Arıtma, Yakma ve Değerlendirme A.Ş (İZAYDAŞ) Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Erol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Orhanlı beldesine bağlı Mescit Mahallesi Değirmentepe mevkiinde toprağa gömülü olarak bulunan varillerden alınan numunelerin incelendiğini belirtti.

İZAYDAŞ ekiplerinin bölgeden iki kez numune aldığını ifade eden Erol, ilk alınan numunenin sonuçlarının belli olduğunu söyledi. Sonuçların İstanbul Çevre ve Orman Müdürlüğü'ne gönderildiğini belirten Erol, ikinci numunelerin sonuçlarının hafta içerisinde belli olacağını söyledi. Erol, şöyle konuştu:

''İlk aldığımız numuneler incelendi, içeriğinde yüksek miktarda kanserojen içeren fenol bulundu. Bu atıklar, bertaraf edilebilecek bir madde. Yakma tekniğini kullanarak bertaraf edebiliriz. Ancak bunun kararını İstanbul Çevre ve Orman Müdürlüğü verecek. Çıkan sonuçları kendilerine gönderdik.''
__________________
Mustafa D. 1973
mustfer Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 16-04-2006, 22:05   #3
mustfer
Kaptan
 
Üyelik Tarihi: 22.09.05
Mesaj Sayısı: 256
Varsayılan

Pepe'den insanın kanını donduran açıklama

A.A.

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, İstanbul Tuzla'da zehirli atık dolu varillerin toprağa gömülmesini olayını gölgede bırakacak olayların meydana geldiğini söyledi. Pepe, bazı fabrikaların yeraltı sularını çekerek yerine atık doldurduğunu açıkladı.

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, İstanbul Tuzla'da zehirli atık dolu varillerin toprağa gömülmesini, ”yüzkarası ve insanlık suçu” olarak nitelerken, kendilerine gelen bazı haberlerin "insanın kanını donduracak kadar ağır" olduğunu belirtti ve şöyle açıkladı:
"Bazı fabrikalar yeraltı sularını çekiyorlar, boşattıkları kuyulara ağır metal içeren kanserojen maddeleri enjekte ediyorlar. Yani yeraltı sularını, bir daha temizlenmemek üzere kirletiyorlar.” Pepe, olayın Türkiye'ye “ihanet” olduğunu vurgulayarak, gerekli soruşturmanın, derinleştirilerek yürütüldüğünü söyledi.
Pepe, TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtlarken, İstanbul'da tespit edilen ve zehirli atık taşıyan varillerin, uzunca bir süredir takip altında olduğunu bildirdi. Bu konuyla ilgili, İstanbul Valiliği ve Tuzla Kaymakamlığı ile daha önce de yazıştıklarını hatırlatan Pepe, şunları söyledi:
“Buradaki tablo tam bir yüzkarasıdır, insanlık suçudur. Ama maalesef, mevcut Çevre Kanunu'nda, cezalar kuşa dönmüş. Önce Danıştay beşte 1'e indirmiş, daha sonra katsayı uygulamasından dolayı tekrar indirilmiş. 13 kat azaltılmış para cezaları... Doğrusunu söylemek gerekirse, insanlığın ortak geleceğine, ülkemizin ortak geleceğine ihanet eden; ismi, adı, şanı, şöhreti ne olursa olsun bu firmalar, mutlaka en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Kısa bir süre sonra Çevre Kanunu gündeme gelecek. Gündeme geldiğinde bu ve benzeri suçları işleyenlere karşı son derece ağır cezalar getirmemiz lazım. Bu cezalar öyle ağır olmalı ki bir daha cesaret edemesinler.”
Pepe, zehirli atık bırakanlara “milyon dolarlık” cezalar verilmesinin, firmalar için caydırıcı olacağını belirterek, Tuzla'daki atığı bir ilaç firmasının bıraktığının anlaşıldığını ancak, adının tespit edilemediğini bildirdi. Firmanın adının kesinleştirilmesi için çalışma yürütüldüğünü kaydeden Pepe, “Bir kaç gün içinde gündeme gelecek Çevre Kanunu'nda, bunlara sadece para cezası değil, hapis cezası da gelmeli. Ticaretten men bile düşünülmeli” diye konuştu.
Pepe, başka yerlere de zehirli atık dolu varillerin gömüldüğüne ilişkin duyumları olduğunu bildirerek, bu konudaki araştırmaları derinleştirdiklerini kaydetti.
__________________
Mustafa D. 1973
mustfer Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 16-04-2006, 22:08   #4
mustfer
Kaptan
 
Üyelik Tarihi: 22.09.05
Mesaj Sayısı: 256
Varsayılan

88 tesis Tuz Gölü'nü kirletmeyi sürdürüyor 11.04.2006 Milliyet

Rapora göre, en önemlisi de dünyanın sayılı ekolojik ve ekonomik değerlerinden olan Tuz Gölü kıyısında üretim yapan 15 tesisin bile atık su arıtma tesisi bulunmuyor. Bu tesislerden 8'i atık suyunu açık kanala veriyor.
Konya'da atık su oluşturan 88 tesisten 86'sının atıkları Konya Kapalı Havzası'nı dolaylı olarak da Tuz Gölü'nü kirletmeye devam ediyor.
Konya İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Konya genelinde sanayi tesislerinde oluşan atık suların boşaltıldığı yerlerin tespiti, mevcut problemlerin ortaya konulması ve kirletenlere yönelik gerekli tedbirlerin aldırılması amacıyla Konya Atık su Envanter Raporu hazırladı.
Atık suların kanalizasyon sistemiyle toplanıp toplanmadığı, bu sistemin yeterliliği, toplanan atıkların boşaltıldığı noktalar gibi birçok konunun ele alındığı raporda, sanayi tesislerinin önemli bölümünün çevre ve insan sağlığı açısından büyük tehlike oluşturan atıklarını tüm uyarılara karşın çevreye verdiği belirtildi.
Kent geneline bakıldığında ise 52 gıda, 14 metal, 10 kimya ve plastik, 10 tekstil, 1 deri ve 1 maden tesisinde oluşan endüstriyel atıklar kanalizasyona, oradan da arıtma yapılmadan Konya Kapalı Havzası'na dağılıyor. Bu atıklar dolaylı yollardan yeraltı ve yerüstü sularıyla Tuz Gölü'ne kadar ulaşıyor.
Rapora göre, en önemlisi de dünyanın sayılı ekolojik ve ekonomik değerlerinden olan Tuz Gölü kıyısında üretim yapan 15 tesisin bile atık su arıtma tesisi bulunmuyor. Bu tesislerden 8'i atık suyunu açık kanala veriyor.
ATIK SU, BAHÇE SULAMADA BİLE KULLANILIYOR
Konya'nın ilçelerinde ise un, süt, alabalık, tuz, tahin, bulgur, bisküvi, sirke, salça, malt, kemik unu, yumurta, şeker, tekstil, sodyum sülfat, silah gibi birçok üretimin ve paketlemenin yapıldığı 180 tesisten 164'ünde atık su oluşuyor ve bu tesislerin sadece 14'ünde arıtma sistemi bulunuyor.
Atık su oluşan tesisler atıklarının önemli bir bölümünü, göle, akarsulara, açık kanala, dere yataklarına, tarım arazilerine ve diğer arazilere boşaltıyor. Bu tesislerden 4'ü atık sularını bahçe sulamada kullanıyor.
Yetkililer, ağır metalin yoğunlukta olabildiği atıkların yeraltı ve yerüstü sularıyla çevre ve insan sağlığını doğrudan tehdit ettiğini belirterek, ''Bu durum uzun, orta ve kısa vadede büyük tehdit oluşturuyor. Sularımız giderek kirleniyor. Suyun kullanımına yönelik uyarıların yapıldığı bu dönemde sanayi atıkları Konya Kapalı Havzası'nı kirletmeye devam ediyor'' dedi.
__________________
Mustafa D. 1973
mustfer Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 16-04-2006, 22:39   #5
Taygun KOCABIYIK
ADMİN
 
Taygun KOCABIYIK kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 28.08.05
Şehir: İzmir
Yaş: 35
Mesaj Sayısı: 5.838
Varsayılan

Hepsini okumadım ama bunları paylaştığın için teşekkür ederim mustafa abi.
Doğayı kirleten, insanların sağlığın hiçe sayan, canlıların ölümlerine zehrlenmelerine sebep olan bu yaratıkların yatıcak yerleri yok.
__________________
Taygun KOCABIYIK
13/07/1988
İZMİR

Her türlü sorun, soru ve iletişim için
-www.facebook.com/taygun.kocabiyik
Taygun KOCABIYIK Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 17-04-2006, 17:42   #6
katiti
Kaptan
 
katiti kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 10.11.05
Şehir: İzmir
Yaş: 46
Mesaj Sayısı: 2.176
Varsayılan

bugünü kurtarıp "benden sonrası tufan" zihniyetiyle iş yapanlarla, "bir aydır tehlikenden haberdar olup" ortaya çıkınca göstermelik birşeyler yapmaya çalışan yöneticilerle, ne kendine ne başkasına saygısı olmayan insanlarla daha çooook bu tarz durumlarla karşı karşıya kalırız...
__________________
Mert Topoyan
İzmir - 1978

Navigare necesse est...

2 metre de derindir, 20 metre de derindir...
katiti Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 18-04-2006, 08:23   #7
aserkansatı
Guest
 
Mesaj Sayısı: n/a
Varsayılan

Alıntı:
İmBat tafarından gönderildi
Hepsini okumadım ama bunları paylaştığın için teşekkür ederim mustafa abi.
Doğayı kirleten, insanların sağlığın hiçe sayan, canlıların ölümlerine zehrlenmelerine sebep olan bu yaratıkların yatıcak yerleri yok.
Ben Taygunun bu cevabına bayıldım arkadaşlar...Hepsini okumamış ama Mustafa abisinin ne yazacağı hakkında da fikir sahibi... İşte sanal ortamda olsa,arkadaşlık budur.İnsanlar birbirini tanıyor ve güveniyor.Çok hoş gerçekten...
  Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 20-04-2006, 02:37   #8
Taygun KOCABIYIK
ADMİN
 
Taygun KOCABIYIK kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 28.08.05
Şehir: İzmir
Yaş: 35
Mesaj Sayısı: 5.838
Varsayılan

Alıntı:
aserkansatı tafarından gönderildi
Ben Taygunun bu cevabına bayıldım arkadaşlar...Hepsini okumamış ama Mustafa abisinin ne yazacağı hakkında da fikir sahibi... İşte sanal ortamda olsa,arkadaşlık budur.İnsanlar birbirini tanıyor ve güveniyor.Çok hoş gerçekten...
Serkan abi dürüstçe hepsini okumadığımı belirttim. Zaten sonuna kadar okusam burda söylenmemesi gereken kelimeleri kullanabilirdim. Sadece şu son günlerdeki zehirli varillerle ilgili yazıyı okudum sinirlenmeme yetti. İnsanlar nasılda böyle aç gözlü böyle düşüncesiz böyle bencil olabiliyorlar çocuklarını, torunlarını hiç mi düşünmüyorlar
__________________
Taygun KOCABIYIK
13/07/1988
İZMİR

Her türlü sorun, soru ve iletişim için
-www.facebook.com/taygun.kocabiyik
Taygun KOCABIYIK Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 16-04-2006, 22:09   #9
mustfer
Kaptan
 
Üyelik Tarihi: 22.09.05
Mesaj Sayısı: 256
Varsayılan

Türkiye'yi kuraklık ve sel baskınları bekliyor 09.04.2006 Vatan

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu karamsar: 'Küresel iklim değişiyor, sıcaklık 2 derece daha artarsa Türkiye'de kuraklık, ani sel baskınları ve deniz seviyesinde yükselme olabilir'
Bodrum'daki 'Küresel İklim Değişimi ve Türkiye' konulu konferansta İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Bölümü ve Afet Yönetim Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'nun yaptığı açıklamalar gazetelere "Bu yaz yanacağız, kavrulacağız" diye yansıyınca açıkçası korktuk. İşin aslını öğrenmek için Kadıoğlu ile görüşelim istedik.

* Küresel iklim neden değişiyor?
İklim değişimlerine karbondioksit, metan gibi sera gazlarının doğal yaşamda insanlar tarafından fazla kullanılmasının doğal dengeyi bozması yol açıyor. Sera gazları atmosfere gelen gazlan tuttuğu için ısınıyoruz. Bu gazlann artması daha çok ısınmayı beraberinde getiriyor. Bunun sonucu olarak atmosfer sıcaklığı 2 derece yükselmiş durumda.

* Neden bizi sıcak bir yaz bekliyor dediniz?
Dünyanın ortalama sıcaklığı son yıllarda giderek artıyor. Bu da sera gazlarından kaynaklanıyor. 1998 yüında buna bir de El Nino eklenince 1400 yılın en sıcak yılı yaşanmış oldu. Şimdi de sera gazları sürekli artıyor. El Nino da olursa 2006 yazının çok sıcak geçmesi bekleniyor.

Dengeyi bozmamalı
* El Nino nedir?
El Nino Peru kıyılarındaki sıcak su akıntısına verilen ad. 3-7 yıl arasında bir görülen bu akıntı, okyanus üzerindeki tropiklerde büyük hava olaylarına neden oluyor.

* Bu yıl görülme ihtimal yüzde kaç?
Şu anda yüzde 39 gibi görünüyor. 2007 yılına sarkma ihtimali daha fazla. Birkaç ay sonra kesinleşir. Yani, yazla ilgili şu an net bir tahmin yok.

* Sera gazı nedir?
Petrol, benzin, kömür gibi yakıtlar karbon, metan gibi sera gazlarını ortaya çıkarıyor. Ayrıca karbondioksit alıp oksijen veren ormanların yok edilmesi de bu gazlan artınyor.

* Bizi nasıl etkiliyor?
Sera gazları uzun boylu radyasyonun uzaya gitmesini engelliyor ve dünyaya geri döndürüyor. Bu da dünyayı ısıtıyor. Aslında kararında kalabilse kötü bir şey değil. Şu anda dünyanın ortalama sıcaklığı 15 derece. Sera gazları olmasaydı ortalama sıcaklık eksi 18 derece olurdu. Yani şu anda bir denge var. Bunu ne artırmak ne de azaltmak gerekiyor.

* Küresel ısınma Türkiye'yi nasıl etkiler?
2030 yılına kadar hava sıcaklığının kışları 2 derece, yazları ise 2-3 derece artması bekleniyor. Asıl sorun ise yazları yağışlarda yüzde 15'e varan azalmalar beklenmesi. Bu durumda kuraklık, ani seller ve deniz suyu seviyesinde yükselmeler yaşanabilir.

Meteorolojide çok geri kaldık
* Meteoroloji neden önemli?
Meteoroloji ülkemizde üç beş derecelik hava tahmini yapmak sanılıyor. Oysa meteoroloji önümüzdeki 15 güne kadar hava tahminini, 90 güne kadar yağış miktar tahmini verir. Önümüzdeki 6 ay boyunca yağış ve sıcaklık değerlerinin mevsim normallerinin üzerinde ya da altında olup olmayacağını söyler. Doğalgaz firmaları, inşaatçılar, tarımcılar buna göre önlem alır. Meteoroloji borsayı etkiler, uzay kapsülünün ne zaman fırlatılacağını, çiftçinin ne ekeceğini söyler.

* Biz doğru meteorolojik bilgilere ulaşıyor muyuz?
Son yıllarda hava durumunu mankenlerden fırsat bulan meteoroloji mühendisleri sunmaya başladı ancak hâlâ naklen bilgi akışı yok.

* Neden geri kaldık?
Çünkü Meteoroloji Genel Müdürlüğü'ne meteorologlar hâkim değil. Çalışan 2 bin 900 kişinin sadece 110'u meteoroloji mühendisi. Ben bir meteoroloji profesörüyüm, yıllarımı buna verdim. Buna rağmen Türk meteorolojisine dair bir şey söyleme hakkım yok.

* Söyleseniz ne olur?
Meteoroloji Genel Müdürlüğü politik bir yer olarak düşünülüyor. Başına bir matematikçi atanabiliyor. Ben bunu eleştirdiğim için 2 yıl önce hakkımda dava açıldı ancak reddedildi. Oysa teknik bir kurum olarak ele almak gerekiyor. Milyon dolarlık radarlan koyduğunuz zaman adam bunu kullanamıyorsa, o teknolojinin bir faydası olmuyor.
__________________
Mustafa D. 1973
mustfer Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 16-04-2006, 22:15   #10
mustfer
Kaptan
 
Üyelik Tarihi: 22.09.05
Mesaj Sayısı: 256
Varsayılan

Türkiye atık mezarlığı’ 15.04.2006 Ntvmsnbc

Greenpeace, Tuzla’da bulunan gömülü varillerle görünür hale gelen kimyasal tehlikenin, Türkiye’de çok daha büyük boyutlarda olduğunu açıkladı.

İZMİR - Uluslararası çevre örgütü Greenpeace Akdeniz Ofisi Toksik Maddeler Kampanya Sorumlusu Banu Dökmecibaşı, Tuzla’da ortaya çıkan durum karşısında kimyasal atık sorununun çözümü konusunda gösterilen yaklaşımın da en az mevcut durum kadar tehlikeli olduğu uyarısında bulundu.

Banu Dökmecibaşı, Türkiye’de kimyasal atık konusundaki en büyük eksikliğin ve Tuzla’da ortaya çıkan durumun nedeninin, kimyasal atık oluşumunda hiçbir kontrol mekanizması bulunmaması olduğunu söyledi.

Tehlikeli atıklarla ilgili envanter çalışması da olmadığını söyleyen Dökmecibaşı, Aliağa’da geçen yıl yapılan araştırmayı örnek verdi:

“Türkiye’nin en büyük sanayi bölgelerinden biri olan Aliağa’da geçen yıl yapılan araştırma ortaya koydu. Bu araştırmayla Aliağa’daki tesislerin yüzde 50’sinin ruhsatsız olduğu ortaya çıktı. Ruhsatı olmayan, ÇED raporu olmayan sanayi veya bu konuda yetkili kuruluşlardan değil, belediyelerden izin almış sanayi. İstediği gibi üretim yapılıyor. Ne üretiliyor, sonuçta ne çıkıyor bilen yok.”

“TEHLİKE TUZLA İLE SINIRLI DEĞİL”

Dökmecibaşı, bu görünüm altında tehlikenin ya da atıkların toprağa gömülmesi, derelere salınması gibi durumların Tuzla ile sınırlandırılmasının mümkün olmadığını ifade ederek, “Türkiye’de sadece Tuzla’da değil, çok sayıda yerde atık mezarlığı var” dedi.

Bu durumu, yetkili kurum ve kuruluşların açıklamalarından da anlamanın mümkün olduğunu ifade eden Dökmecibaşı, şöyle konuştu: “Türkiye’de ortaya çıkan yıllık kimyasal atık miktarı hakkında bakanlık, Kimya Sanayicileri Derneği, İzmit Atık ve Artıkları Arıtma, Yakma ve Değerlendirme A.Ş (İZAYDAŞ) başka başka rakamlar veriyor. Oysa bu kurumlar bu konuda en fazla bilgi sahibi olması gereken üç önemli kurum. Yani biz daha ne kadar tehlikeli atık çıkardığımızı bilmiyoruz. Sorunun daha başında ne olduğunu bilmezseniz çözüm de getiremezsiniz.”

TEMİZ ÜRETİM MODELİ

Dökmecibaşı, Türkiye’de bugün için sorunun kendisi kadar, devletin çözüm yaklaşımının da tehlike taşıdığını ileri sürdü.

Türkiye’de devletin atık politikası bulunmadığını savunan Dökmecibaşı, bu nedenle de “Sanayi üretiminde tehlikeli atık elbette çıkar. Bunun için yapacak bir şey yok. Atık sorunu çözmek için yatırım yapmak gerekir” denilerek, yakma tesisleri ya da gömme alanlarını çözüm olarak gösterildiğini söyledi.

Sorunun çözümünün atıkları yakmakla, gömmekle olamayacağını söyleyen Greenpeace yetkilisine göre, çözüm sanayiyi temiz üretim yollarına teşvik etmek. Dökmecibaşı, “Yoksa atıkları İZAYDAŞ’ta yakmak çözüm değil.Yaktığınız zaman çok daha tehlikeli atıklar ortaya çıkarıyorsunuz. Türkiye’de atık yakma tesislerine değil, atık düzeyini minimuma indirecek ve atıkları ekonomiye geri kazandıracak sistemlere ihtiyaç var” diye konuştu
__________________
Mustafa D. 1973
mustfer Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Yanıtla

Sosyal Paylaşım

Konu Araçları
Görünüm Modları

Gönderme Kuralları
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
SimgelerAçık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
Haberler cumhur Tabiatı ve Canlıları Koruma 1 15-02-2008 20:14
Üyelikle İlgili aserkansatı Öneriler, Eleştriler, İstekler 34 06-04-2006 06:02


Saat 16:09.