Bu zamanda levrek avı yapmak doğru mu

[ishak BALLICA]

Sevgili Cem kardeşim, Yumurtalı Levrek husundaki yazını okudum.Ve, bu husustaki duyarlılığın için de seni tebrik ederim.

Bu mevzu, bir çok ortamda konuşuldu-tartışıldı.Tartışma dediysem tabiki fikir-alışverişi şeklinde olduğunu belirtmek isterim.



Çok çeşitli fikirler ortaya atıldı bu husuta...Kısaca toparlarsak:

1- Sürdürülebilir Amatör Balıkçılık açısından Yumurta zamanı Levrek tutmak yanlıştır.
2- Levrek tutulabilir,ama sonra hemen zarar vermeden salınmalıdır.
3- Amatör bir balıkçının Levrek populasyonuna zararı ne kadar olabilir şeklinde idi.

Bu fikir alışverişinde bende fikir beyan etmiştim.Ve demiştim ki:


NOT: Bu Karşılıklı fikir alış-verişini yine aynı çerçevede değerlendirerek paylaşıyorum.Amacım benim dediğim doğru yada da başkasının dediği yanlış diye lütfen değerlendirilmesin.Zira her arkadaşım kendi tutumunda ve fikrinde tabiki de sonuna kadar haklıdır.)

ishak BALLICA tafarından gönderildi

Sevgili dostlar ,Onur arkadaşımız kendi tutmuş olduğu bir Levreği, yine kendi tercihi ile salması herçekten çok güzel bir davranış şekli .Bu onun tercihi ve saygı duymak gerek..

Haaa, peki salınmayıp da alıkonulsa ne olurdu...?Yani o av esnasında denk gelen bir yada 2 levreği eve götürüp de çoluk çocuk tarafından afiyet ile yenilse ne olurdu...?Bana göre bu davranış tarzı da gayet normal bir davranış tarzıdır.Yeter ki, biz ''Amatör Balıkçı Camiasının'' uymak zorunda olduğu yasal sirkülerin aşılmaması kaydıyla... (Günlük Limitler)

Hele hele 365 gün içinde toplamda 7-8 veya 10-15 levrek tutabilene/tutmayı başaran bir kişi sanırım ETÇİ yada BOHÇACI diye betimlenmemeli veya o göz ile balıkmamalı...

Çünkü, biz amatör balıkçıların sürdürülebilir balık avcılığına zarar verdiğimize inanmıyorum.

Düşünün bir defa:

Bir sene içinde 365 gün..52 Hafta var...Ve biliyorum ki ben dahil bir çok arkadaşım 365 gün veya 52 hafta sonu sürekli olarak balığa gitme imkanımız yok.Çünkü hepimizin işi gücü var.Bir hafta gidebilsek, diğer hafta gitme imkanı bulamayız sanırım .Eh bu da eder 365 gün içinde 20-25 defa balığa gidebilme imkanı.

Peki bunun içinde bayramın denk geldiği yada evimizde mazeretimizin olduğu zamanlar hiç olmuyor mu? Tabiki oluyor ve olacaktır da...Eh geriye kala kala 365 gün için de totalde 10 yada 15 defa balığa gitme imkanı kalmış oluyor.

Her balığa gittiğinde de hep başarılı olan ve balık tutan da sanırım yok denecek kadar azdır.Haaa, var ise tabiki tebrik ederim..

Sözün özü, koca bir yıl içinde biz amatör balıkçıların balık populasyonuna ve sürdürülebilir balıkçılık adına zarar verdiğimiz fikrine katılmam zordur.

Balık populasyonuna esas zaran veren ,yasa dışı av yapan trol avcılarıdr.Bu amansız ve merhametsiz kişilerin ne bir kuralı ne de bir kaidesi olduğuna inanamıyorum.Bunlar karakıyı dahi trol çekmekteler ve sahil güvenlik tarafaından yakalanacaklarını anladıkları anda da halatları kesip, o bölgeyi ellerindeki CPRS cihazlarına ekliyerek anında temize çıkmaktalarmış.Ve kendilerine göre de tehlike geçince işaretli bölgeye dönüp, pahalı takımları ucunda kanca bulunan bir halat ile yine derinden çıkartıp, aynen/kaldıkları yerden devam ediyorlarmış.Esas olan, bu tür avcılığın engellenmesi gerek diye düşünüyorum.

Sözün özü, sahil güvenlik elinde bir kanıt olmadan bunlara karşı hiç bir yaptırım uygulama şansı yokmuş.Vakit buldukça kendimizi bir deniz kenarına yada bir tekne üstüne atan bizlerin bu hususta yardımcı olmamızı bekliyorlar.Bir kanıt...Bir belge...Bir Resim...Bir video kaydı..

İsim,adres belirtmeye gerek yokmuş.Bir e-posta yada postalacak olan bir veri CD si onlara yetecekmiş...

Sözün Özü, hem vicdani hem de yasal sürküler çerçevesinde kalmak ve ille de kendini ispatlama moduna girmemek ve hırsına yenilmemek kaydıyla, bence tüm sene boyunca bizlere denk gelecek olan 10-15 balığın doğaya pek zarar vereceğini ummuyorum.

Ama, yinede her arkadaşım kendi isteğine göre tutum takınmakta ve fikirlerini savunma husunda sonuna kadar haklıdır...