30 Mayıs 2012 Çarşamba Balık avı

[Baba Yalçın]

Anıl ÜNALAN tafarından gönderildi

Kötü bir gün geçirdik doğrusu sabahtan gopez istilasından dolayı kolyoz-uskumru yakalayamadık yem bırakmadılar oltalarda.
Kolyoz yakalamaya başlamışken hiç ağ serilmeyen bir mera olan küçük bir alanda 38 metreden 24 metreye ulaşan bir zirve de altımızda trança ağı olması, yıllardır trança yapmadığı bilinen meraya birisi deneme yapmış o da tam bizim altımızda, biz kolyoz yakalarken başladı ağları kaldırmaya ve ağları kaldırmasıyla balık kesti..
Biraz süre sonra kolyoz tekrar oltalarımıza gelmeye başlamışken yağmur kendini gösterdi doğal olarak bizde teknenin arka tarafına kaçtık, orada da zoka atamıyorduk çünkü olası bir balık bütün oltaları birbirine karıştırır..
Bende biraz dinlenmeye çekildim ki baktım gök gürültüleri üzerimizde patlıyor yağmur hızlanıyor. Tentenin üzerinde birikipte akan sular sanki 10 metre karelik bir çatının etrafından akan su kadar. Hemen çapaya koyuldum 1 dk sürmeden çapayı kaldırdım kamaraya geldim baktım iç çamaşırıma kadar ıslanmışım hemen doğru yola koyulduk yolda yağmur yer yer kesilip tekrar yağmaya başlıyor..
Islandık ya biz ondan üşüyoruz zannediyoruz ama baktım ki karayelden hava güzelce esmeye başlamış.. Estikçe esti estikçe esti yağmuru dağıttı o arada da deniz biraz çalkalandı kuzucuklar sürüylen geliyodu Limana 1 mil kala hava günlük güneşlik bir hal almıştı gerçi biz adadayken yağmur orada fazla yoktu.. Limana geldik üstlerimizi değiştirdik terlemeye başladık bu şehir nasıl bir şehir bazen bende çözemiyorum..
Gerçi Erdoğan abi ne zaman benle olsa illaha bir maceramız oluyor bundan sonra tedbir alcam ya da Erdoğan abiyi çağırmıcam şaka tabi ki her zaman Erdoğan abimin başımın üstünde yeri var..

Anıl'cım işte bunların hepsi geçmişte birer anı olarak kalacak. Hikayene uygun bir kapak bul. Bende "Yağmurla gelen adam" yada " Yağmurdan sonra daima güneş açar"diye iki isim buldum bile hangisini beğenirsen kapağa onu koyarsın. Rastgelsin. Saygılar.