Anadolu leoparı yaşıyor
Doğal Hayatı Koruma Derneği’nce (DHKD) yürütülen çalışmalarda, Anadolu leoparının yok olmadığı ve neslinin sürdüğü ortaya çıktı. DHKD Yaban Hayatı Uzmanı ve Türkiye’nin Büyük Memeli Hayvanları Proje Yürütücüsü Emre Can, DHKD tarafından hazırlanan ve Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nca (WWF) desteklenen “Türkiye’nin Büyük Memeli Hayvanları Projesi” kapsamında, Türkiye’nin değişik bölgelerinde Anadolu leoparına yönelik arazi çalışmaları gerçekleştirildiğini belirtti.
Bu proje kapsamındaki Anadolu leoparıyla ilgili çalışmaların ayrı bir projeyle sürdürüldüğünü anlatan Emre Can, şunları söyledi: “1997 yılından beri Türkiye’nin değişik bölgelerinde yapılan araştırmalar sonucunda, türün kesin olarak yaşadığı 2000 ve 2001 yıllarındaki çalışmalarla anlaşıldı. Toroslar’ın seçilen değişik alanlarında çalışmalar gerçekleştirdik ve türün yok olmadığını ispatladık. Elde edilen sonuçlar, Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) ile WWF uzmanlarıyla birlikte değerlendirildi ve Anadolu leoparının ülkemizde kalan son popülasyonunun devamı için yapılması gereken ileri yaban hayatı çalışmaları konusunda harekete geçildi. Anadolu Leoparı Projesi, Türkiye’ye özgü leopar türünün yok olmasını engellemeyi hedefliyor”.
Halen mevcut Anadolu leoparı sayısının 30’dan az olduğunun söylenebileceğini kaydeden Emre Can, leoparla karşılaşılmadığını, ancak neslinin sürdüğünü arazide bıraktığı izlerle tespit ettiklerini ifade etti. Anadolu leoparının çiftleşme dönemleri dışında dişi ile erkek bireylerin ayrı yaşadığını anlatan Emre Can, “Ayrıca Anadolu leoparının, yaygın olan kanının aksine bir bölgedeki yoğun olmayan insan faaliyetlerine uyum sağlayabildiğini söyleyebiliriz” dedi. Anadolu leoparının geçmişte Ege bölgesinde dağılım gösterdiğini, ancak bu bölgedeki yoğun yerleşim ve karayolu ağı nedeniyle artık Ege’de bulunma olasılığının hiç olmadığını vurgulayan Can, çalışmaları Toroslar’da sürdürdüklerini belirtti.
Avı serbest
Anadolu yabanının yoğun ve sürekli insan baskısı sonucu yorgun düştüğünü ifade eden Emre Can, Avrupa’nın yaban hayatı açısından en zengin ülkesi konumundaki Türkiye’de, yaban hayatının zor durumda olduğunu söyledi. Türkiye’de kara avcılığının, 1937 yılında yürürlüğe giren 3167 sayılı Kara Avcılığı Kanunu ile düzenlendiğini ve bu kanunun 2. maddesinin “her vakit avlanabilen” memeli hayvan türlerini belirttiğini anlatan Can, “Bu maddede anılan türler ise: kurt, vaşak, çakal, yaban domuzu, sırtlan, kaplan ve Anadolu parsı. Çakalın, yaban domuzunun bu listede olmasını anlarız, ama Anadolu leoparının ya da halk dilindeki adıyla kaplanın bu listede olmasını, liste 1937 tarihli olsa da anlamamız mümkün değil” dedi.
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] (Beni şımartıyosun Mustafa sağol)