Bir acemi katıldı araniza.

mehmet abi önce küçük kefalleri beslemek lazım ki çabuk büyüsün büyüklerini yakalasın diye... maşşallah allah bağışlasın işi ekmeğinden öğrenmeye başlamış oğlunuz....saygılar...

[Mustafa YUCETEPE]

Selam,

Tesekkur ederim ii dilekleriniz icin oğlum ellerinizden öper. Bu iş gittikce daha zevkli hale geliyor.30 Agustosta Besiktas'a indim 3 kilo 400 gr istavrit tutmusum Cok guzel bir gundu bide daha oncekilerden daha lezzetli geldi nedense.
Gecen Murat abimin dedigi Uskudar'daki cengiz balikciliga gittim. Hakkten cok ilgilendiler bayaga bir alısveris yaptım. Tabi lufer takımıda aldım gitmisken. capari isi kolay ve zevkli. Ancak lufer hic bilmedigim ve daha once denemedigim bir av türü o yuzden teklifin beni cok sevindirdi Mehmet kardes insallah Eylul sonunda beraber olta atma fırsatı buluruz hem bana lufer avı konusunda bilgi ve tecrube vermis olursun.Telefonunu not aldım arıyacagım.
Bu arada Allah bagıslasın, Ufaklıgın gozlerinden operim.

Saygılar,

Sevgili gençler,hani tuttuğunuz balıkların görüntüleri.Azıcık gözümüz gönlümüz bayram etsin.....

Geçen gün boğazda arkadaşlarla bol miktarda kıraça tuttuk çapari atarken farklı takımlarla denemeler yaptım. En son yanımıza gelen bir kadının sattığı çapariler ve diğer çaparilerin kalın olduğunu iddia etmesi ile ondan satın aldığım çapari takımı ile bol miktarda balık tuttum . Takımı bağladığımız misina kalınlığını neye göre belirliyoruz. Bir ayrımı var mı .

[katiti]

Öncelikle hoşgeldiniz. Forum kuralları icabı ad, soyad ve yaş bilgilerinizi de imza kısmına girerseniz çok seviniriz.

Kullanacağınız takımın kalınlığı genel olarak hedef balıkların büyüklük, davranış ve kuvvetleri göz önünde bulundurularak belirlenir. Ama genel olarak mümkün olduğunca ince takım kullanmak av verimini arttıracaktır. Örneğin 10 kg dayanımlı 0.35 bir misina yerine aynı dayanıma sahip 0.20 gibi bir misina daha avcı olacaktır. Rastgelsin...

[Oxdatity]

aganta borina borinata tafarından gönderildi

aslında dün bi kaç kez mesaj yazdım ama bi tuhaflıktan dolayı mesajlar bi türlü foruma eklenmedi...imbat kardeş senide bu yüzden ekledim...sorunu anlayamamıştım ama şimdi düzeldi...

yukarıdaki yazıları okudum ve gördümki arkadaşlar size ellerinden geldiğince yardım ediyorlar...zaten sizde tecrübe sahibi olmaya başlamışsınız bile...ki tecrübe ve şans balıkçılığın balık kadar olmazsa olmazlarındandır...acemi şansınıda hafife almamak gerekir ( ki bu bence iki kat şans demektir ) herkesce kabul görür...

istanbul'da balık konusunda hiç deneyimim yok...

aslında ben yeni başlayan arkadaşlara bildiğimiz basit tek iğneli, gezer kurşunlu, elle atılıp sarılan dip oltasını tavsiye ediyorum...böylelikle balığın oltaya verdiği tepkileri anlamak ve bunları tecrübe olarak edinmek daha kolay olabiliyor ...yakaladığınız balığı elinizle çekerken hissetikleriniz de cabası...kamış ve özellikle kamışla çapari kullanmak her ne kadar zevkli görünsede hem zor hemde tehlıkeli olabilir ( bi anlık dalgınlık oltayı su yerine etrafınızdakilerin üzerine gönderebilir )... sürekli dolaşması da bi süre sonra sıkmaya başlayabilir ve söylediğiniz gibi birazda masraf ettirebilir....size av konusunda genel olara şunları tavsiye edebilirim...

1. eğer ava ani olarak karar vermediyseniz eksik malzemeyle gitmeyiniz...
2. malzeme alırken satıcılara çok fazla güvenip pahalı ve işe yaramaz malzemeler satın almayınız...şimdilik ucuz ama işe yarayacak malzemeler kullanınız ( bu konuda rastgelsin forumlarıdan faydalanabilirsiniz )...ya da balığa düşkün bi tanıdıktan yardım alınız...zaten bi süre sonra malzemelerinizi kendiniz seçeceksiniz ve bi kısmınıda kendiniz imal edeceksiniz...
3. eğer büyük bi balık yakalarsanız kaçırmak pahasına da olsa kendiniz çekiniz...ki her balıkçı bunu umarak oltasını atar...şans size gülmüştür...eğer kaçırırsanız muhtemelen "kaçan balık büyük olur" gibi insanı sinir eden espiriler duyacaksınız ama iyi bi tecrübe kazanacaksınız...
4. eğer balık büyükse telaşlanmadan ağır ağır çekiniz...eğer balık misinaya çok fazla asılırsa ( ki bu can havlidir ) misinayı yavaş yavaş bırakınız... bu demek değildir ki misinayı sonuna kadar salınız balığın çekişi azalınca tekrar çekiniz ( gülmeyiniz çünkü bunu yaşadım ; bi arkadaşa büyük bi balık çekerken ona balık misinayı zorlarsa misinayı sal demiştim..o da öyle yaptı ve misina bitene kadar salmış ve suya doğru eğilmeye başlamıştı ve bana " doğan olta bitti şimdi ne yapayım diye soruyordu...) ne de olsa balık canından kolay kolay vazgeçmeyecektir...
5. çevrenizdeki "balığı yakalayan" balıkçılara bakınız ve onların yaptıklarını yapınız...bi çok balıkçı centilmen değildir ve balığı sadece kendileri yakalamak ister ve etrafındakileri kıskandırmak, bu yüzden yardımcı olmayabilirler...ama siz sizden daha acemilere her zaman yardımcı olun ve onlarada bunu tavsiye edin...
6. türüne göre çok küçük olan balıkları geri bırakın ( bi çok balıkçı bunu yapmaz parmak kadar balıkları bi pet şişenin içerisine doldururlar ve çoğu zaman bunları temizlemeye üşendikleri için yemezler bile)...
7. av yasaklarına uyunuz...
8. rastgelsin forumlarını takip ediniz ve paylaşımlara katılınız...
9. balığı uygun şekilerde pişiriniz...her balığı unlamayınız...eğer alkol kullanıyorsanız yanında bi iki kadeh rakı içiniz...

rastgelsin...

Abi tam Adana lı işte ya...

Aynı şekilde bende aynı tavsiyeyi düşündüm yani tek yada iki iğneli dip oltası ile başlaması en uygun diye...

Ama işte istanbula gittiğimde üsküdar radarın orada vede galata köprüsünde balık tutma şansım oldu dikkatimi çekti genelde çapari atıyolar...

yani dip oltası yapan kişi sayısı nadir...

Ayrıca Kefal için kıbrıs oltasında bizim buralarda ağırlık pek kullanılmaz çünkü gerek yoktur... ama üsküdarda gördüğüm hep 70-80 hatta 100 gram kurşunlar kullanıldığı akıntı yüzünden... olta attığımda farkettim bende zaten akıntı yüzünden oldukça zor oluyordu... kullandığım çapari için 60 gram kurşun almıştım yeter diyordum ama yakınlarda malzeme satan birinden 90 gramlık bi kurşun almak zorunda kaldım...

Ayrıca Galata da belki de en güzel balık günlerimden birini geçirdim... yani oranın habası bi ayrı geldi bana... herkese tavsiye ederim...

[yilmaz]

mustafa bey aramıza hoşgeldiniz. herkes bir zamanlar acemiydi.önemli olan o acemilik heyecanını ve öğrenme isteğini hiç kaybetmemek.saygılarımla