Sabah 03:30 da balçova kipanın önünde buluşmak için sözleşmiştik... yemlerimizi cumartesiden temin ettiğimiz için yem almakla vakit harcamayacaktık...sabah Güven,Serkan ve Tago bana geliceklerdi...arabanın birini orda bırakıp tek araba buluşma yerimizde Erhanla buluşacaktık...sağolsun Güven kardeşimin telefonu ile saat 2:30 gibi uyanmış oldum

...abicim madem senin uykun kaçtı;benim günahım ne yahu

...haaa birde isteği var arkadaşın (daha ben ayılmamışım,diyorki benim kahvem sütlü olsun)...ulen dedim içimden ben hala rüya görüyorum kanımca...neyse çekmecede bir poşet kahve buldum,yaptım kahveyi,giyindim küfrede küfrede indim aşağıya... Kardeşim sağolsun başına geleceği biliyor gelirken kahvaltılık almış da gelmiş... ama bize nasip olmadı yemek o ayrı...artık hangi dağın domuzu yedi bilemicem...bayır aşağı inerken sanırım dalın birine asılı kaldı

bizde aç kaldık tabiyki...Ah Hasan abi ahhhhhh...yaktın bizi abicim...ya zaten kör karanlıkta varmışız oraya...göz gözü görmüyor nerdeyse...tepede nerdeyse olmuş bir doluyan,kafalarda birer kafa lambası ama nafile...aşağıya inecez ama nasıl?????
Önden Tago ve Serkanı öncü ekip olarak gönderdik...kısa bir süre sonra döndüler...yusuf yusuuuuuf...yüklendik takım taklavatı koy verdik kendimizi bayır aşağıya...içimden diyorum "saldım çayıra,mevlam kayıra"...tam bir makilik alan...zemin o kadar bozuk ki bastığın yeri kollamaktan ileriye bakamıyorsun zaten baksanda birşey göremiyorsun...biraz iniyorsun küüüüt...karşına makilerden bir set çıkıyor...dal dalabilirsen içlerine...haydiiiii dön biraz geri başka yerden inişe devam...Tagocuğumun eline de vermişiz buzluğu...ama ne buzlukluk abicim o öyle...Serkanın epeyce kulaklarını çınlattı sanırım...ben diyim 15 kilo,siz deyin 20 kilo

...eee ne demişler "evin küçüğü olacağına,dağın domuzu ol daha iyidir"...birara baktım Tago epey geride kaldı inerken...kıyamadım kardeşime geriye döndüm biraz yardım edeyim diye...hakikatten de eşşek ölüsü gibi birşeymiş...ıhlaya-puflaya indirdik deniz kenarına...öğlen saatlerinde dönüşe geçtiğimiz için nispeten makilerin elverdiği ölçüde yolumuzu görerek çıktık ama Tago yine geride kaldı be kardeşim

Dönüşte zeytinler köyünde lokma döküyorlardı ve biz deliler gibi açtık...kaç tabak yedik hatırlamıyorum...ama o kadar büyük bir sevap işledilerki...lokmayı dökerken bu kadarını tahmin etmiyorlardı sanırım...merhum kesin cennetlik olmuştur bizim dualarımızdan sonra

...kilizman taraflarında çalı-çırpılardan birde mangal yapmışızki sormayın...sucuk-ekmek,domates,hıyar,biber ve kola eşliğinde midemiz bayram etti ama o ana kadar hepimizin kafalar açlıktan,yorgunluktan ve de sıcaktan önümüze düşüyordu...Serkan siteye erişimde problem yaşadığı için bişeyler yazayım dedim ama çok uzattım galiba...neyse Serkanın sorunu geçince o da eksikleri tamamlar artık...
Dönüş yolunda Tago "yok abicim ...seniz bile ben taşımam buzluğu" deyince bu sefer Serkan kardeşimiz yüklendi ama Tagocum geride kalmaktan geri kalmadı yine sağolsun(Tagocuuuuum acil rejim şart oldu kardeşim)
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]