yorumsuz

Onur um bak şimdi senin yazılarının arasına naçizane düşüncelerimi aktarıyorum.
maddeler halinde yazayım dedim karışmasın

orca tafarından gönderildi

isin sirri iste bu cumlelerde yatiyor hocam.

belki farkinda olarak, belki de olmayarak bir topluluk olusmus durumda zaten burada.

bahsettigim guc birligi mikro seviyede burada, diger forumlarda olusturulmus durumda.

bu sayede siz sadece kendinize degil, bir grup insana hitap ediyor, o insanlarla karsilikli etkilesimde bulunuyor, onlara olmasi gerekeni anlattiginizda bilgi veriyor, ayni sekilde bilgi sahibi olmadiginiz konularda baska birisi olmasi gerekeni anlattigi zaman ogreniyorsunuz.

Madde -1(öğrenmek yetenek işidir istek işidir.inat edersen herşeyi öğrenirsin yaparsın ama istemessen bu sayfalarda binlerce yazı yazılsın nafile)

benim bahsettigim de bu mikro duzeyi mumkun oldugunca genis bir makro duzeye tasiyabilmek. karsilikli fikir ve bilgi alisverisinin yetersiz kaldigi durumlarda daha fazla etki yaratabilmek. yeri geldiginde yaptirim gucune sahip olabilmek

madde -2 (Bu bizim makro düzeyler sadece ilgilenenler ve imkanı olanlar ile sınırlı kalır hiç bir zaman bu bilgi Batmandaki batman çayı kenarındaki Diktepe köyüne ulaşmaz.. haa o zaman ne yapmak lazım Diktepe köyüne birilerinin gitmesi lazım)

bu imkansiz ya da bir hayal degil. gelismis ulkelerde sivil inisiyatif kimi zaman resmi kurumlarin elde edemedigi basarilari elde edebiliyor. Turkiye'de de gerceklesmesi icin cok engel var ama imkansiz degil. Basit bir ornek, Greenpeace.

Madde3-(bu imkansız umdunu yitrme ama gerçekten imkansız yurdumun haritasını eline alıp baktıgında karıca sürüsü gibi kırsaldaki insan guruplarına bilgi/yasa/kanun/ve takipçi/ götürmenin yolunu bilen olsaydı zaten biz bu durumları yaşamazdık.. )

Dunyada cevre konusunda adi akla gelen ilk NGO (ya da turkcesiyle Sivil Toplum Kurulusu-STK) olan Greenpeace, bazen cok radikal eylemlere imza atsa da, hukumetleri bile zaman zaman dize getirebilen bir kurum. Turkiye ayaginin da zaman icerisinde yapmis oldugu ciddi isler var.

madde4-(İyide güzel kardeşim benim yılladır belgesel seyrederim amerikada bir yaralı kaplumbaga yı bir yerlerden alıp deniz kıyısında tam teşekkülü bir merkezde tedavi edip daha sonra senim / benim hayalimizde gördüğümüz bir motoryat misali arkasında 250hp motur olan bir deniz aracı ile 15/20 mil öteye götürüp bırakıyorlar şimdi bizde kim finanse edecek bu masrafı varmı bir fikrin?)

Amerika Birlesik Devletleri'nde 60'larda inanilmaz bir cikis yapan Kara Panterler, gene bir sivil toplum organizasyonu. Bugun A.B.D'de yasayan siyah irk uyelerinin bugun faydalandigi bircok hakkin kazaniminda Kara Panterler imza sahibi.

Bir derdiniz var mi? Cozum sizde. Cevre kirliligi, asiri ve yasadisi avlanma gibi sebeplerden dolayi balik neslinin tehlikede oldugunu dusunuyor ve bunu dert mi ediyorsunuz? Cozum sizde. Ama her zaman soyledigim uzere. Tek tek bireylerin ciliz sesleri, duyulmasi gereken makamlardan duyulmayabilir, ancak buyuk bir toplulugun gur sesine kolay kolay kimse kulak tikayamaz.

Madde 5-(işte bende bu noktada bu soruyu sordum ve cevabı yine ben veriyorum bizim yapabileciğimiz iş bu kadar ancak bu sayfalardan doğru olanı yazarız)

Siz tek basiniza kalkip gidip Tandogan'da, Caglayan'da ya da Gungogdu meydaninda elinizde bayrak, slogan atsaydiniz, kimseye birsey ifade etmez; ya deli gozuyle bakilir, belki de izinsiz gosteri yaptiginiz icin gozaltina alinirdiniz. Ama yuzbinlerin sesi ne kadar gur geliyor degil mi?

madde 6-(Evet gür geliyor geliyorda 22 temmuzda göreceğiz bakalım bu ğürleyen seslerden ..gürlemiyenler acaba ne ders aldılar ne yapacaklar çıkan oylarda göreceğiz bu millet acaba akıllanıyormu yoksa inadına devam mı ediyor.)

Bu ornegin bile anlatmak istediklerimi ifade etmeye yetecegini saniyorum. Ikimiz, siz ve ben cikip Anadolu'nun dort kosesinde birseyler yapmaya kalkismayacagiz,

(abisi işte tam tersi ..koyacaklar cebimize 1/2 trilyon verecekler altımıza araba adım adım dolaşacagız anadoluyu.. bire bir / yüz yüze insanların beynine gireceğiz.. bundan daha mantıklısı varmı?? ama neredeee.)

ama siz ve ben, yanimiza ikiser kisi daha bulacagiz, o ikiser kisi de ikiser kisi bulacak, bu kalabalikligi gorup, bu adamlar ne demek istiyor diye yanimiza katilan bir grubun da duruma uyanmasiyla kendiliginden bir farkindalik yaratilmaya baslamis olacak.

(gülüm dediğim gibi yanımıza alacagımız kişlerin evinde PC ve interneti olanlar olacagından bahsettiğim şekilde batmana ulaşamıyacağız)

Ben derneklesme, orgutlenme calismalari yapmaktan yanayim. Umarim en yakinimda da sizi gorecegim ilk adimlari attigimizda. Ugrasacagiz, yorulacagiz, belki de basarisiz olacagiz, bu da ihtimal dahilinde. Ama en azindan, yarin cocuklarimin yuzune baktigimda, "kusura bakmayin evlatlar, ben en azindan denedim, hesabinizi hic denemeyenlerle gorun" diyebilecegim.

(Canım kardeşim şu anda zaten senin yaşam tarzın /düşüncelerin /davranışların seninle birlikte yaşıyan çocuguna ders oluyor merak etme. )

Bir Japon ilkesiyle bu satirlari, simdilik, noktalayayim, derdimi biraz da bu dizeler anlatsin:

Biz burada iyi gemiler yapmaliyiz,
Eger basarabiliyorsak kar ederek,
Eger mecbursak zarara katlanarak,
Ancak daima iyi gemiler yapmaliyiz.

haa şimdi gelelim japonlara ..Bu özellik adamların genlerinde var..
canım kardeşim şimdiki japonlar bizim Atatürk dönemindeki Türk milletine benziyor. şimdiki milletimiz farklı. ben bir şey duydum ne kadar dogru.. japonyada ana baba 1,derece yakın vefatında kullanılan izin .2 derece yakın için kullanılandan az mış.yani amca vefat etse daha fazla ilgileniyormuşsun. bu doğru ise bu konuyu çok düşünmek lazım.

yaa işte böyle