Kısmetse yarın denizdeyiz.(Nihayet)

[discus]

çağatay hocam ratgelsin avın bereketli geçsin....

Hadi cağatay arkadaşım vira bismillah de rastgelsin fotolarını eklemeyi unutma .selamlar.

[ismail çakır]

rastgelsin sevgili çagatay.. inşallah gönlündeki balıkları yakalarsın. şansın bol nasibin açık olsun...

[Egeli]

Abi rastgelsin..
Şimdi bende havaya baktım vallahi lokum...
Bİz gideriz tufan kopar o ayrı...
Resimleri bekliyoruz...

[giritli]

Çağatay mesajını geç gördüm ama inşallah rastgelmiştir...

[Çağatay]

İyi dilekleriniz için teşekkür ederim arkadaşlar. Aslında niyetimiz, cumartesi günü sabah suyuna çıkmaktı.Limana öğlen erken dönüp, imal ettiğimiz remençeyi suya indirmek, tekneyi sabitlemek, bir iki ufak tefek eksikliğini gidermekle uğraşacaktık. Bunun için de sabaha karşı 04.00. de buluşmak üzere bizim ekiple sözleşmiştik. Ancak benim açımdan evdeki hesap çarşıya uymadı. Cumayı cumartesiye bağlayan gece, bir gün önceden uykusuz olmama rağmen, ne yaptıysam erken uyuyamadım. Bir de buna haftanın yorgunluğu eklenince gece saat 12.00 civarı, yatakta debelenmeyi bırakıp, ekipten arkadaşları aradım, durumumu anlattım. Böylece sabah suyunu iptal ettik, planı değiştirdik, saat 11.00. gibi buluşmaya, teknenin işlerini halledip, akşam suyuna çıkmaya karar verdik.

Anlaştığımız saatte buluşup, benim hazırladığım yemlik sardalyelere ilaveten, yeter miktar sülünez ve yengeç alıp, mazot ve yiyecek-içecek ikmalini de yaptıktan sonra yola devam ettik ve saat 12.00. gibi Çeşmealtı'na vardık. Remençeyi kaldır, suya indir, yerleştir, bağla, teknenin başka işleri, ıvır zıvır derken, saat 15.00. gibi işlerimizi bitirdik. Bizimle birlikte gelmeyi çok isteyen, ancak bir önce planladığımız sabahın erken saatini göze alamayan Çeşmealtı'nda oturan bir arkadaşımızı da arayıp, değişiklikten haberdar ettik. O ve oğlunun katılımıyla 5 kişi, 15.30. civarı demir aldık.Yaklaşık 35-40 dakika süren bir yoldan sonra, klasik yerimiz olan, alman adasının İzmir tarafına bakan alt kısmına geldik. Burada yerimizi bulup demirledik, attım ağzına takılsın boğazına deyip, oltaları suya bıraktık. Orta su ve yüzeyde benim beklediğim uskumrulardan eser yoktu, kopeze de rastlamadık. Cumartesi akşam suyunda o mevkiide dipte kıyamet gibi ada izmariti (başka isimleriyle "melina" ya da "mavi izmarit") vardı. Sonradan bu şenliğe mandagözler de katıldı. Tabi arada uğrayan ve can sıkan ısparozlardan hiç bahsetmeyeyim. (Eşşek tabir edilen büyüklükte olsalar da ) Ben bu arada kabul edilebilir irilikte de bir mercan aldım. Sonuçta saat 20.00 ye kadar, 5 kişi tatmin eder miktarda ada izmariti, mandagöz mercan, az miktar ısparoz, tutup geri döndük. Tutulan balıkların miktarını fikir vermesi bakımından şöyle söyleyeyim. Balçova Kipa'da balık reyonunun yanında satılan strafor balık kasaları var. İşte o kasalardan bir tanesi silme ağzına kadar doldu, bir miktar balıkta sığmadı kovada kaldı. Dönüşte balıkları paylaştırdık, Çeşmaaltında oturan misafirimize kendi payına düşeni verip, onu evine yolcu ettik. Bizim payımızın akşam yiyeceğimiz kadarını ayırdıktan sonra, gerisini ekipten İzmir'e dönecek arkadaşa verdik. Zira akşam bizi kıyıda bekleyen iki misafirin katılımı ile pazar günü sabah suyuna devam edecektik. Bu arada daha önceki mesajlarımda söylemiştim, bizim ekibin devamlı çekirdek kadrosu ben dahil 3 kişi. Akşam, tekne ekibi olarak 2 kişi, iki de misafir, rakı ve salata eşliğinde taze tutulan balıkları kızartıp, afiyetle teknede mideye indirdik. Biraz ipin ucunu kaçırmış olacağız ki kamaraya girip yattığımda saatler 02.00. yi gösteriyordu.

Biraz uyuduktan sonra, teknenin motor gürültüsü ile uyandım, akşam İzmir'e dönen arkadaşın da sabaha karşı gelip katılmasıyla, tekne demir almış limandan çıkmak üzereydi. Saate baktım 04.00. civarını gösteriyordu. Demek ki ancak 2 saat uyuyabilmiştim. Uyku ve bol miktar alkolün verdiği sersemlikle kamarada etrafa bakınıp duruken, dümendeki ağbimizin bu karanlıkta yol bulması da zor yakınışıyla kalkıp, müsade ile asli işim olan dümene geçtim. Körtaş (kimine göre pita) fenerinin yönlendirmesi ve bize katılan misafirlerden birinin (Çeşmealtı'nda uzun süre teknecilik yapmış kendisi) klavuzluğuyla açığa, gemi yolu tabir edilen mevkiye doğru karanlıkta adalar arasında yol almaya başladık. Bu kez hedefimiz uskumru.

Yaklaşık bir buçuk saat süren bir yolculuktan sonra, henüz gün ışımaya yeni başlamışken, misafir klavuzumuzun dediği yerde demiri attık. İlk bir saat çok moral bozucu idi. Uskumruya yolladığımız hamsili zokalara dokunan yoktu. Ama o yorgunluk ve klavuzumuzun da burada balık var ısrarlarının etkisi ile tekrar demir almaya cesaret edemedik. Keza fırsattan istifade tekne sahibi ağbimiz kamaraya girip, biraz kestirme fırsatı buldu. Bu arada gelip geçen bir iki sürünün uğraması ile tutulan 3-4 uskumru bizi biraz heveslendirse de saat 09.00. kadar sonuç berbattı. Sonunda pes ettik. Uzaklarda İzmir tarafında hayal meyal 3-4 tekne seçiliyordu. Dürbünle bakınca, bunların oltacı olduğunu gördük ve oraya doğru yol almaya başladık. Tekneler şimdi harita adını tam hatırlayamadığım, ancak balıkçıların çalı feneri dedikleri mevkiide demirlemiş, uskumruya zoka atıyorladı.Biz de burada demirleyip, ya nasip dedik. İki misafirimiz öğleye kadar, 20 civarı uskumru aldı, biz 3 kişi şans faktörü müdür nedir, topu topu 8-9 uskumru tuttuk. Özellikle ben ; yemli zoka, her renkte çapari, denemediğim yöntem kalmadı, ama olmayınca olmuyor. Gerçi misafirlerimizin de performansı öyle çok tatmin edici değil. Anladığım kadarı ile balık bu aralar büyük sürülerle dolaşmıyor. Teknenin altından belli belirsiz periyotlarla geçen gezici küçük sürülerden hasbelkader takılan olursa oluyor. Yani henüz uskumru keyifsiz, demek ki nasip gelecek haftalara artık.

Öğlen iyice bunalıp, geri dönmeye karar verdik, bu arada hepimiz uyur gezer vaziyete geçmiştik. Dönüş yolunda, hiç olmazsa zevahiri kurtarabilmek için, alman adasının biraz açığında 40-50 m. derinliği olan ve kanal diye tabir edilen mevkiide, av yapan 3-4 teknenin yanına demirledik, rasgele deyip sorduk; kopez baskını varmış. Akşam saat, 16.30.'a kadar orta suda atçek, yine bir strafor kasa kopezi doldurup, biraz moralimizi düzelttik. Ve dönüşe geçtik.

Eve döndüğümde, yorgunluktan bitap durumdaydım, öyle ki ne balık temzileyecek ne de yiyecek hal kalmamıştı. Balıkları derin dondurucuya yerleştirip, hemen duşa girip sonrasında hafif bir atıştırma yapıp, yatağa doğru yollandım.

Bu hafta kaliteli balığa rastlayamasak da hamlığı attığımızı söyleyebilirim. Kısa günün karı bu oldu. Bu arada uzun süreden sonra tekrar "kara tutması" sendromunu yaşabilmek te benim için keyifli idi.

Fotoğraf isteyen arkadaşlar olmuş. Maalesef, bu kez hiç aklıma gelmedi, fotoğraf çekmek. İnşallah başka sefere diyelim artık.

[giritli]

Çağatay bol muhabbetli ve balıklı dolu dolu 2 gün geçirmişsiniz...kaliteli balık olmasada günlerini denizin üstünde geçirmiş olman bile yeterli...hele birde geceyi teknede geçirmek çok daha keyif verici olmuştur sanırım...
İnşallah daha kaliteli ve bol balıklı avlar da nasip olur...straforların çuprayla dolar

[Çağatay]

Teknede GPS cihazı olmadığı için ancak alabildiğim kerterizlerden, cumartesi pazar uğradığımız mevkiileri tahmini olarak vereyim sizlere. Görüntüde "Yassıca Ada" olarak geçen yer, bildiğimiz "Alman Ada'sıdır". Pazar 2.uğrak yerimiz olan ve ismi geçmeyen fener "çilazmak feneri" olmalı, keza haritada "çalı burnu feneri" daha aşağıda görünüyor (Görüntüde Çalı burnu feneri yok).



Bir vesile ile yine de "foto" eklemiş olduk.

[katiti]

En azından bol balık olmuş, bu haberlere hasret kalmıştık nicedir. Tebrikler...

[HALDUN YALIMLI]

Çağatay 2 keyifli ve balıklı gün geçirmişsiniz, taze balıklarıda afiyet ile yemişsiniz. Umarım bundan sonraki avlarında dilediğin uskumrularla karşılaşırsın. RASTGELSİN.