Selam arkadaşlar,
işlerin yoğunluğundan henüz kurtulamamış olmama rağmen, pazar günü üç arkadaş saat 04.40 da Yeni Şakrandan tekne ile denize açıldık.Aşağıdaki haritada 1 nolu yere varıp oltalarımızı suya attığımızda ezan okunuyordu. Vuruşlar sık olmasına rağmen balıklar hayal edilen boyutlarda değildi.Ha şimdi ha şimdi derken saat 07.00 lere gelindiğinde balığın şekli ve cinsi değişmişti.Tek tük karagöz ve mercanlardan sonra dipten ( 42 metre ) mezgit çekmeye başladık.Yaklaşık adam başı bir buçuk kilo mezgit fazlı saat 09.30 a kadar sürdü.Ortalama boyutları 25 cm. kadardı.Şayet izmaritler yemleri rahat bıraksalardı bu miktarın bir hayli artacağa ortadaydı.Yem olarak çimçim,sülünez,tuzlanmış sardalya ve hamsi kullanıldı,balıklar yem ayırımı yapmadan bedendeki farklı iğne sıralamasına aldırış bile etmeden yakalandı.Kovanın yarısı izmaritle dolunca saat 11.10 gibi ikinci noktamıza vardık.Bu zamanda deniz iyice yatmış güneşte ortalığı ısıtmaya başlayınca bizimde karnımız açıkmış olduğundan ayıptır söylemesi yakaladığımız balığın 2/4 sini teknedeki tüpte pişirerek kırmızı soğan eşliğinde afiyetle mideye indirdik.Bu arada Okan arkadaşımdan balığı mısır unu ile unlamanın pratik bir yöntemini de öğrenmiş oldum.Olay gayet basit,plastik bir dikdörtgen kapın içine un konulduktan sonra kapağı kapatılarak iki ters bir düz sallama yolu ile balığın her tarafı batmadan unlanmış oluyordu.Neyse konumuza dönersek yemek süresince denizde kalan oltalarımıza dokunan olmadı.Nokta üçe vardığımızda saat 16.30 gibiydi.Meshur Kokar cuprasından iki kat daha kırmızı ve irilikte hanozlar gelmeye başladı.Aynen bir-iki bir-iki derken 450 gr.a yakın bir tane mercan nasip oldu.Onun ardından bir kaç parça karagöz ve fırtına.Bu arada hanozlara devam derken iki dakika arayla iki tane 500 gr. ahtapot çektik tekneye.Saat 20.40 a kadar başka bir şey de gelmedi,etrafta 6 kadar tekne vardı.Hava gün boyu neredeyse süt limandı,tüm noktalarda uskumru denemeleri başarısız oldu,U su bile yoktu.36 km.lik bu git gelde adamı artık bu yaşlarda iyice yorduğunu anlamaya başlamış oldum

Avlak bölgeleri dragana ve taşlıktı, Ay fazın, dolunayın ilk günü olması ve suların biraz da soğumuş olmasına rağmen beklediğim irilikte balığa denk gelemedik.Kıyıda balığa çıkmış başka balıkçılardan öğrendiğimize göre, o gün hiç kimse iyi bir şeyler alamamış,ancak çok açıklarda deli gibi uskumruların yakalandığı söylendi.Ancak cumartesi günü aliağa taraflarında tatminkar derecede cipuraların yakalandığını da belirttiler.Tüm Avlak bölgelerinden toplamda üç adet isparozun çıkması da bizlere ayrı bir sevinç yaşatmıştı,sevgilerimle
__________________
Erol ERDOĞAN 1966
Hepimiz birer gölgeyiz aslında…
Nerede yaşarız, neye benzeriz bir fikrimiz yok, neyiz ne değiliz bir bilgimiz yok. Birbirimiz hakkında bildiğimiz tek şey Nick lerimiz…
Sanal alemin sisleri arasında beliriyor sonra kayboluyoruz. Gerçek olan tek şey; paylaşımlarımız, burada bizi var eden de bir tek bu…(alıntıdır)