Alıntı:
Çağatay tafarından gönderildi
Sevgili arkadaşlar, yorumlarınız ve tebrikleriniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.
Anıl'ım mera bizim tapulu malımız değil, başkalarının da olmadığı gibi. Bilinmeyen bir yer de değil haklısın. Elbette insanlar gelecek oltalayacak. Yalnız beni üzen şey bazılarının aman başkası yanımızda olta atmasın diye abartılı biçimde özel parselasyon çalışmasına girmesi. Yav önünde olta atacağın yer belli sen ne demeye bilmem kaç metrelik sahil bandını kapatırsın ki. Eğer bütün dert yanıma acemi gelecek oltasını yanlış atacak bana taktıracaksa, yanına gelenin acemi olduğunu nereden biliyorsun. Öyle bile olsa, dolaşan olta elbette çözülür, gider yanındakine yardımcı olursun, doğru atmayı gösterirsin onu kırmadan. Olmadı kibar bir dille arkadaşım mümkün olduğu kadar arayı açalım dersin. Her şeyin çaresi bulunur, iyiniyet olduktan sonra. Ama bazı arkadaşlar bu niyetten yoksun maalesef. Benim kızdığım nokta bu. Ama sen de o bölgenin yıllardır müdavimi olarak biliyorsun ki yeter ki levreğin havası olsun, kilometrelerce sahil bandının hepsi bize avlak yeri. Çok da dert değil yani. Önemli olan o havaya dayanmak gerek el oltası gerekse kamışta soğuk ve rüzgara rağmen oltanın başından ayrılmamak. Yoksa bu kurnaz en küçük hatayı affetmiyor biliyorsun. Ne kadar emek o kadar yemek. 
|
Doğru söylüyorsun Çağatay abi, benimde yeri geldiğinde yanıma gürültü yapacak, olta atmayı bilmeyen kişilerin gelip avımı bozmasını engellemek için boş olta attığım oldu ama gelgelelim benim gittiğim meralar bunu gerçekten gerektiriyordu. Bu savunduğum bir davranış değil fakat balık yakalamak için onca masrafa, onca emeğe karşılık olarak bir aceminin gelip aracından müzik dinliyerek oltamın üstüne olta atmasını istemem çünkü nezih yaklaşım göstereceğin her insandan senin gösterdiğin tepkinin aynısını göremeyebilirsin sen beni anlamışsındır
