|
Su Ürünleri Su ürünleriyle ilgili araştırmalar ve teknik bilgiler. |
|
Konu Araçları | Görünüm Modları |
![]() |
#1 | |||||
Kaptan ![]()
|
![]() SU ÜRÜNLERİ SÖZLÜKÇESİ
ARKADAŞLAR BURDAKİ KELİMELER İNGİLİZCEDEN - TÜRKCE ANLAMLARIDIR DENİZ VE BALIK SİTELERİNDEKİ TERİMLERİN ANLAMLARIDIR abrupt: ani, kesik, dik, sert absorbent: emici accessibility: erişilebilirlik acclimatize: uyum sağlamak accommodate: yerleştirmek, düzenlemek accommodation: kalacak yer, yatakhane according to: uyarınca accountancy: muhasebe(cilik) acknowledge: tasdik etmek activity: faaliyet ad hoc: bunun için, buna mahsus add with: … ile birleştirmek added value: katma değer adjacent coastal zone: komşu (olduğu) kıyı bölgesi adjacent: bitişik, yan yana, komşu adsorption: adsorpsiyon adult: erişkin advance: avans aeration: havalandırma aerial photograph: havadan çekilmiş fotoğraf agency and institute: kurum ve kuruluş agency for the protection of special area (APSA): özel çevre koruma kurumu (ÖÇK) agency: kuruluş aggregate: küme, kütle, toplu(luk), çakıllı kum agricultural run-off: tarımdan dönen sular agriculture engineer: ziraat mühendisi agrochemical: kimyasal tarım maddesi alexandropolis: dedeağaç algae: su yosunu alimentation: besle(n)me (su) alleviate: azaltmak, hafifletmek alliance: ittifak, birlik alluvium: alüvyon altered: bozulmuş amelioration: iyileşme, düzelme amend: düzeltmek, değiştirmek, ıslah etmek amounting to: miktarındaki amphibian: amfibyum anoxia: oksijen azalması / azlığı anoxic conditions: oksijenin az olduğu şartlar anoxic: anoksik apolyont lake: uluabat gölü applicable law: mevzuat appraise: değerlendirmek aquaculture research and production center: su ürünleri araştırma ve üretim merkezi aquaculture section: su ürünleri şubesi Aquaculture/hydraulic engineer: su ürünleri yetiştiriciliği uzmanı/hidrolik mühendisi aquaculture: balık yetiştiriciliği, yetiştiricilik, su ürünleri yetiştiriciliği aquatic vegetation: suda yetişen bitkiler aquatic: su+, susal aqueduct: su kemeri aquifer: aküfer, su taşır arbitrary: ihtiyari, keyfi archeological site: sit alanı area for the protection of wildlife: yaban hayatı koruma sahası arid: kuru, kıraç, kurak as scheduled: planlandığı üzere ascent: yukarı doğru göç ash: dişbudak ağacı assemble: topla(n)mak assess: incelemek, değerlendirmek assessment: değerlendirme (formu) asset: kazanç, aktif (assets) at bay: sıkışık durumda at the disposal of: …in tasarrufunda auxiliary: yedek, tali, yardımcı avocet: avoset (kuşu / kılıçgaga) axis: eksen badger: porsuk balance sheet: bilanço bald ibis: kelaynak bank of agriculture ziraat bankası bank: kıyı, yaka, sahil bar: sürgü, çubuk, çıta, bar, engel, set barge mavna, sandal barracuda: iskarmos barrier: çit, set base currency: para birimi basin: havuz, tesisat batch: bölüm, yığın batching: yığınlama bay: körfez be devoid of: bulunmamak beach: sahil beam: kiriş, direk bedrock: anakaya, yerli kaya bent: eğilmiş benthos: bentoz berm: banket binding: bağlantı, kablo bağlantısı biocide: biyosit Biomass biyomass biota: biota bittern: balaban kuşu bituminous: ziftli bivalves: çift kabuklular black stork: siyah leylek black-tailed godwit: kara kuyruk çamur kuşu blend: karıştırmak, harman etmek bluefish: lüfer board: levha, tablo body of water: su bünyesi, su kaynağı boost: desteklemek, kuvvetini artırmak, yükseltmek bordering area: çevre alan borehole: kuyu, sondaj deliği botanist: botanik uzmanı bottom sample: dip örneği box: şimşir box: kutu brackish water: acı su brackish-marine: acı su braid: örgülü şerit / kordon, kordonlamak branch: tersiyer dren ?, azmak break-even point: ölü nokta break-up: dağılma break: ara breaking wave: setleri aşan dalga bream: çipura breeding: üreme, yetiştirme breeze: meltem brimstone: kükürt bronze: bronz brood: yavru(balık) browse: gözden geçirmek buckthorn: cehri buffer zone: tampon bölge bulk: büyük kısım, hacim bulrush: hasır sazı buoy: şamandıra by-catch of the fishing: balıklarla birlikte yakalananlar?? by-pass: yan geçit by-product: yan ürün bypass: uğramamak, yanından geçmek, geçiş yolu cadmium: kadmiyum cage farmer kafes yetiştiricisi calamar: kalamar calcaric: kalkerik calibrate: ölçülü, ayarlanmış Cannibalism balıkların birbirini yemesi, yamyamlık canning factory: konserve fabrikası capture device: kuzuluk caretta caretta: karetta karetta carnivorous: etçil carp: sazan carpet shell: kum midyesi carstic: karstik cartography: haritacılık cash flow: nakit akımı cast net: serpme cast: dökme casting: döküm catastrophe: felaket catchment area: kaynak havzası catchment basin: kaynak havzası cattle egret: öküz balıkçılı catwalk: iskele, geçit, yürüme yolu census: nüfus sayımı Central Hunting Commission: Merkez Av Komisyonu central hunting committee: merkezi avcılık komitesi cephal kefal cereal: tahıl chamber: kısım, bölme characeae: karaşeler charge: borç, yükümlülük chart: çizelge chemical pollution. Kimyasal kirlenme chemical: kimyasal (atık) chestnut: kestane chill store: soğuk hava deposu chironomid (larvae): kayronomid (larva) chloride: klorür chlorophyceae: klorofişler chlorophyta: klorofitler cilician plain: çukurova civil engineering: inşaat mühendisliği civil work: inşaat işi clam: midye, istiridye clastic sediments: kırıntı taşları claw: tırnak, ıstakoz kıskacı clay: kil, balçık, çamur cliff: uçurum, kayalık closed circuit: kapalı akım co-leader: yardımcı lider coast guard: sahil güvenlik coastal and harbor engineering: kıyı ve liman mühendisliği coastal dune: sahil kumulu coastal fishery: kıyı balıkçılığı coastal water body: kıyı lagünü (su kütlesi) coastline: kıyı şeridi coat: kaplamak coffer: kasa cofferdam: koferdam cold storage soğuk hava deposu collaboration: uyum, (işbirliği) collared pratincole: gerdanlı bataklık kırlangıcı column: sütun, destek commission: görev(lendirmek) commitment: yüklenme, vaat common carp: pullu sazan common grey: adi balıkçıl common seabream: . mercan common tern: adi deniz kırlangıcı communication with the sea: denizle bağlantı compacting: sıkıştırma compensate: telâfi etmek, dengelemek compromised: tehlikeli concentric: konsentrik concrete embankment: beton set concrete tank: beton tank conduct: yürütmek conductance: iletkenlik, geçirgenlik conductivity: iletkenlik confine (with): (çevrelenmek) conglomerate: konglomera conservation: koruma consultancy: danışmanlık (görevi) consultant: danışman contact: görüşmek continental phase: kara oluşumu safhası continental waters: içsular contingency arıza contour: dış hatlar, çevre, şekil, yatay sınır, düzey çizgisi convention: sözleşme conversion: değiş(tir)me coot: sakarmeki, su tavuğu copepod: kopepod copper: bakır core: öz cornelian cherry: kızılcık corporate tax: kurumlar vergisi correlate: birbiriyle ilgisi / bağlantısı / ilişkisi olmak counter: karşı koymak course: akış, seyir, hareket, yön courtesy of the authority for the protection and control of special environmental areas: özel çevre ve bölgelerinin koruma ve kontrolü crab: yengeç crane: turna kuşu crawler excavator: paletli kazıcı crayfish: kerevit, tatlısu istakozu creamery tereyağı fabrikası creek: dere cretaceous: kretas crew: tayfa, mürettebat criss-cross: çapraz (çizgili) cross-section: kesit, profil, kesim, ortalama crustacea kabuklular crustaceans: kabuklular cultivated area: tarım alanı cultivated land tarım alanı cultivation: yetiştiricilik curlew sandpiper: ?kızılbacak current: akıntı currenty: halen curriculum vitae: özgeçmiş (pl: curricula vitae) cuttlefish: mürekkep balığı cyanophyceae: kiyanofişler cyanophyta: kiyanofitler daffodil: nergis dairy: mandıra dalmatian pelican: tepeli pelikan dam: baraj, set debris: birikinti debtor: pay borçlusu deciduous: belirli mevsimlerde dökülen, geçici declare: ilân etmek decomposition: ayrışma, çürüklük, bozukluk definitive: nihai, son, kesin delimit: sınırlamak delineate: şeklini çizmek, tarif etmek deliver: göndermek delta coastal profile: delta kıyı profili department of credits to fishery and aquaculture: balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği kredileri bölümü depletion: tükenme, yok olma, azalma deposit: çökelti depositional phase: çökelme evresi depreciate: değer kaybetmek, aşınmak depreciation: amortisman depression: çukurluk, girinti, alçaklık, depresyon detection: ortaya çıkarma deterioration: bozulma deterrent: caydırıcı, önleyici, vazgeçiren detriment: zarar detritivorous: kum yiyen detritus: kum ve taş parçası, aşıntı, taş / kaya döküntüsü devastate: tahrip etmek, hasar vermek devonian: devonyen, devonik devre ait DHKD: DHKD diameter: çap diatom: diyatom dike, dyke: hendek, su yolu, kanal, bent dimension: (su yüzeyi boyutu) directorate of the ministry of agriculture: tarım il müdürlüğü disassemble: kaldırmak discard: (seçim dışı bırakmak) discharge: boşaltmak, boşalt(ıl)ma,akım, suyun yüzeye çıkması discount rate: iskonto haddi discrepancy: çelişki, uyuşmazlık, anlaşmazlık diseconomies: eksi ekonomiler, zararlar dislocation: yerinden oynama dismantled: sökülmüş disposal area: boşaltım yeri district: (ilçe) ditch: hendek diurnal: gündüze ait, günlük diversity: çeşitlilik divert: çevirmek, yönlendirmek dividend: temettü dock: rıhtım dolomite: dolomit domestic sewage: ev atıkları dominant wind: baskın/etkin rüzgâr dragonfly: yusufçuk drain: boşaltmak drain: dren drainage channel: drenaj kanalı draught: çekiş, çek(il)me drawback: sorun, engel drawing: çizim, plan dredge: tarak, ağlı kepçe drill: sondaj yapmak, sondaj aleti, sondaj kuyusu açmak drilling: sondaj dry weight: kuru ağırlık dry: kurak DSİ: DSİ dumping: boşaltım dune area: kumul yöresi dunlin: al-sırtlı çulluk eagle: kartal earth pond: kara havuzu earth, marine, atmospheric and environmental sciences department: yer, deniz, atmosfer bilimleri ve çevre araştırmaları grubu ebb tide: inme, cezir economies of growth: büyüme ekonomileri economies of scale: ölçek ekonomileri eel: yılanbalığı effluent: atık (su), dışarı akan madde ELA: ÇED elaborate: (özenle) hazırlamak elevation: yükselti, yükseklik elm: karaağaç embank: set çekmek embankment: set emergency reserve: acil ihtiyat emersion: (sudan) çıkma empirical: deneysel empirical: deneyime dayalı olarak employ, appoint: görevlendirmek emulsion: emülsiyon enclosed: kuşatılmış, (çevrelenmiş) enclosure kafes enclosure: parmaklık endemic: yerel ve kalıcı endorse: tasdik etmek, doğrulamak enhancement: iyileştirme ensue: sonuç olarak ortaya çıkmak, sonradan gelmek ensuing: sonradan (meydana) gelen, gelecek ensure: sağlamak entail: gerek(tir)mek, neden olmak environmental management: çevresel yönetim, çevre yönetimi envisage: öngörmek eocene: eosen equilateral: eşkenar equity: net değer, adalet eradicate: yok etmek eroded: aşınmış erosive: aşındırıcı estimate, estimated: tahmini estimation: değer estuary: nehir ağzı, haliç et. al. ve diğerleri eu-polytrophic: öpolitrofik euglenaphyta: öglenofitler euryhaline öryalin eutrophication: ötrofikasyon evacuate: boşaltmak exacerberate: şiddetlendirmek excavator: kazıcı, ekskavatör excluded: (seçim dışı bırakılmış) exempt: muaf (tutmak), bağışık, serbest existence: (fiziksel durum) exposure: açıkta kalma, suyu (taşkın suyunu) çekme / çekilmesi extend along: uzanmak extensive: ekstansif extensively: ekstansif düzeyde extraction: çıkarma extrapolation dışdeğerbiçim, ekstrapolasyon facilities: tesis(ler) faculty of aquaculture: su ürünleri fakültesi faculty of fisheries: balıkçılık fakültesi faculty of sciences: fen bilimleri fakültesi faecal: dışkıya ait fafishery: su ürünleri, balıkçılık fallowdeer: alageyik family size / scale farm: aile çiftliği farming: yetiştiricilik fauna: fauna feeding channel: sulama kanalı fence: çit, parmaklık ferruginous duck: pasbaş fertilization: verimli hale gelme; aşıla(n)ma, döllenme, gübrelenme fertilizer: gübre fibre-glass, fiberglass: lifcam field mission: alan çalışması, çalışma field survey: alan çalışması filling up: siltasyon filling: dolgu filter on: filtreden geçirmek filtrate: süzmek, filtreden geçirmek final report: final raporu fine and coarse material: ince ve iri madde fine sand spit: ince kum birikintisi finfish: balık fingerling: yavru balık fiscal: mali fish barrier: kuzuluk fish farmer: balık yetiştiricisi fish fry: yavru balık fish handling facilities: balık işleme tesisleri fish installation: kuzuluk fish scale: pul fish weir: kuzuluk fish-grading: balık boylama fishery research institute: su ürünleri araştırma enstitüsü fishing gear balıkçılık malzemeleri fishing gear: avlanma / balık / balıkçı takımı fishing installation: kuzuluk fishing line: olta fishing station: balıkçı evi fishing trap: kuzuluk fishing weir: kuzuluk fishing: balıkçılık, avcılık, (avlanma) fishmonger: balıkçı fitting: montaj, kurma, donanım fixed installation for fishing: kuzuluk fixture: kablo flake: pul flank: yanında olmak, yandan kuşatmak flask: matara, deney tüpü, şişe flat bottom boat: tongarto float: yüzdürücü floating cage: yüzer kafes flood plain: taşkın ovası flood tide: kabarma, med flood: taşkın floor scale yer terazisi flora: bitkiler, flora fluctuate: dalgalanmak fluvial: flüviyal, nehre ait, akarsu+ fluvisoil: nehir toprağı ? flysch: fliş fog: sis foiled with: …ile kaplı fold: kıvrılmak, kırmak, katlanmak folded: kıvrımlı food web: besin ağı/dokusu? foresee: öngörmek forestry aquaculture department: ormancılık su ürünleri şubesi forklift: çatallı kaldırıcı forms of exploitation: işletim şekilleri formwork: kalıp yapısı forward: ilerletmek, sevketmek, yollamak foundation vakıf fraction: parça, bölüm, kırılma fraction: küçük parça, kır(ıl)ma, bölüm frame: çerçeve, çatı fresh water trout: çapak balığı freshwater: tatlı su frost: don, ayaz fry fishing: yavru balık avcılığı fuel: yakıt funded reserve: özel ihtiyat fyke net: pinter galvanised: galvanizli gap: aralık, boşluk, gedik, açık yer gasoline: benzin gastropods, gasteropod: karından bacaklılar gate: çit GDAPD: TÜGEM gear on board: donanım genera: türler (tekil hali = genus) general description: (genel bilgiler general directorate for agricultural production an development: tarımsal üretim ve geliştirme müdürlüğü general directorate for national parks and wild life: milli parklar ve yaban hayatı genel müdürlüğü general directorate for protection and control: koruma ve kontrol genel müdürlüğü general directorate of cartography: harita genel müdürlüğü general directorate of cultural and natural heritage, research and planning department: kültür ve tabiat varlıkları, araştırma ve kontrol planlama genel müdürlüğü general directorate of environmental pollution prevention and control: çevre kirliliğini önleme ve kontrol genel müdürlüğü general directorate of meteorology: meteoroloji genel müdürlüğü general directorate of organization and support: teşkilatlanma ve destekleme genel müdürlüğü gill net: ziyde glacial period: buzul çağı / dönemi glacial: buzul+, buzula ait glass tube: cam tüp gleic: gleyik glossy ibis: çeltik kargası golden grey mullet: altınbaş kefal graben: graben grade 1 natural site area: 1. derece doğal sit sınırı grade: derece, grad gradient: yükselme veya düşme, değişme, değişiklik grading: tasnif, set, boylama gradual: tedrici, derece derece grain: tane(cik) gravel çakıl grazing: hayvan otlatma greater menderes: büyük menderes greenhouse: camekan, limonluk grey heron: külrengi balıkçıl grey mullet: has kefal, paçoz grey: külrengi greylag goose: boz kaz grid: kafes, ızgara groin: sahili sabitleştirmek için denize giren kazık/taş seti, (kazık seti), (taş seti) grooved: yivli gross product: brüt hasıla gross revenue: bürüt hasılat groundwater: yeraltı suyu grouper: lagos grow-out: büyüme groyne: sahili sabitleştirmek için denize giren kazık/taş seti, (kazık seti), (taş seti) guide: kızak, ray guideline: standart kural, tüzük guideline: genel bilgi / hat habitat: hayvan/bitkilerin doğal yetiştiği yer, yurt halt: durdurmak hamper: engellemek handling işleme harbor planning department: liman ve planlama dairesi harpoon: zıpkın harrow: taraklamak hatchery: kuluçka hanı hawthorn: alıç headwaters: ırmağı besleyen kaynaklar, pınar başı heat exchanger: ısı eşanjörü heath: fundalık herb: ot herbivorous grass carp: ot sazanı hereunder: buna göre, bunun altında, aşağıda(ki) heron: balıkçıl heronry: balıkçılların toplu yuva yeri, balıkçıl yuvası highlight: vurgulamak highway anayol holding: tutma, depolama hole: çukur holocene: holosen hook: olta iğnesi horizontal: yatay hornbeam: gürgen hose: hortum housing: iskân humidity: nemlilik Hunting Reserve: avlanma yasağı olan bölge hunting: avcılık hurdle: engel (sorun) husbandry: hayvancılık hybrid: melez, karışım hydric balance: su dengesi hydrology: (hidrolojik özellik) hyper-saline: aşırı tuzlu ibis: ibis ice bar: buz kalıbı immediate surroundings: yakın çevre impact. etki impede: engel olmak implement: yürütmek implement: uygulamak import: yer değiştirme inboard engine: sabit motor inception mission: ön çalışma(lar) inception report: giriş raporu increment: artış, artma, art(ır)ma incremental: artan indo-pacific: hint pasifiği infiltrate: sızmak, süz(ül)mek infiltration: sızma inflatable: şişirilebilir ingredient: içerik inlet: giriş input: girdi, giriş inspect: incelemek installation: kurma, tesis instalment: taksit institution: kuruluş intact: sağlam, zarar görmemiş, eksiksiz intake giriş (ağzı) integral protection zone: mutlak koruma bölgesi sınırı integrated management: entegre yönetim integrated: tamamlanmış intensity: şiddet, kuvvet, yoğunluk intensive: entansif interaction: birbirini etkileme, interaksiyon interbedded: içiçe interference filter: parazit filtresi interim report: ara rapor intermediate: mutavassıt, aradaki intermittent: aralıklı, kesintili international expert: (yabancı uzman) intersection: kesişme, arakesit intersperse: arasına serpmek / karıştırmak intervention çalışma intrusion: intrüzyon inventory: katalog invert: tersine çevirmek investigation: inceleme irrigation area: sulama alanı irrigation: sulama isobath: izobat, eşderinlik isolated lake: denizle bağlantısı kesilmiş göl item kalem, iş itinerary: çalışma programı, program, seyahat programı jackal: çakal jet: fıskiye jetty: dalgakıran joint venture: ortak teşebbüs jurassic: jura devrine ait jurisdiction: yetki, görev juvenile: yavru keep in a fridge: soğuk muhafazada bekletmek key official: anahtar yetkili kit: donanım, takım known volume: belirli hacim lagoon database: lagün veritabanı kodu lagoon excavator: lagün kazıcısı lagoon groups: (lagünler) lagoon management: lagün işleticiliği lagoon user: lagün işleticisi lagoon: lagün land drainage: arazi drenajı land property arazi mülkiyeti land registry: tapu sicili land use plan, land-use plan: çevre düzenleme planı, kara kullanım landing site: karaya çıkarma yeri, iskele landing: üretim landlocked lake: denizle bağlantısı kesilmiş göl landslide site: heyelan bölgesi landslide: heyelan, toprak / yer göçmesi landwards: kara yönünde larch: karaçam larvae. larva lateral: yan laurel: defne (ağacı) lava: lav law enforcement: kanun hükmü lay out: plan lead: kurşun leech: sülük legal conflict: yasal anlaşmazlık legislative: yasamayla ilgili lemon sole: kızıldil levee: set liabilities: pasif light house: fener kulesi limestone: kireçtaşı liner: kaplama link: ilişki literature: kaynak little bittern: cüce balaban little egret: küçük beyaz balıkçıl little stint: küçük kum kuşu little tern: beyaz alınlı deniz kırlangıcı littoral: sahil, kıyı, kıyısal loan: kredi, ödünç locals: yerel halk location: konum loggerhead: atlantiğe mahsus iri deniz kaplumbağası long-shore current: kıyı akıntısı longitudinal: boyuna longline(r): paraketa longtidunal: boyuna (doğru) low power: alçak güç, düşük güç lowlands: çukur şekiller main water quality parameter: temel su kalitesi parametresi maintain: korumak, bakım yapmak maize: mısır make-up: plan, tasarım, düzenleme, yapılış, tertip malaria: sıtma mallard: yaban ördeği manipulation işletme, idare (etme) manure: gübre(lemek) maquis: maki MARA: TKB marbled: benekli margin: marj marginal area: marjinal alan marine department: denizcilik dairesi marine fishery: deniz ürünleri marine sciences and fishery research grant committee: deniz bilimleri ve balıkçılık araştırma komitesi marine sciences institute: deniz bilimleri enstitüsü maritime: deniz+, denize ait, denizciliğe ait market sized: piyasa ebadı marketing (facilities): pazarlamacılık marl: kireçli toprak, marn marrow: sakız kabağı marsh area: bataklık alan marsh harrier: kızıl doğan matt: donuk mattress: örtü (bitki) meadow: çayır mean: ortalama meander: büklüm medium term: orta vade mercantile vessel: ticari tekne / gemi mercury content: civa hacmi mesh: ağ gözü, örgü mesosaline: mezosalin mesozoic: mezozoik mild steel: yumuşak çelik mild: ılık, yumuşak, ılıman mill: fabrika ministry of environment: çevre bakanlığı ministry of forestry: orman bakanlığı ministry of industry and commerce: sanayi ve ticaret bakanlığı ministry of public works: bayındırlık ve iskan bakanlığı ministry of transport: ulaştırma bakanlığı miocene: miyosen mirror carp: ayna sazanı miscellaneous: çeşitli, müteferrik mission: çalışma, alan çalışması mobile laboratory: laboratuar malzemeleri, ekipman ? mollusc: yumuşakça molluscs: yumuşakçalar mongoose: mongos monk: kapak yeri monocotyledon: monokotiledon mooring: demirleme, karaya bağlama mortgage loan: ipotekli kredi mottle: benekli moving net: hareketli/hareket eden ağ mower: biçme makinesi mudflat: çamur tabakası mullein, great mullein: sığırkuyruğu mullet: tekir balığı mute swan: sessiz kuğu myrtle: mersin N: yıldız National Parks Law: Milli Parklar Kanunu national staff: (türk personel) natural reserve: tabitaı koruma alanı natural resources department: tabi kaynaklar şubesi natural site area: doğal sit alanı Nature Reserve Area: Tabiatı Koruma Alanı nautical map: deniz haritası nautical: denizel, denizsel nest: yuva nesting area: yuva alanı neutralized formalin: nötürlenmiş formalin night heron: gece balıkçılı nitrogen azot NNE: Poyraz olacak NNW: yıldız-karayel nomad: göçebe nozzle: delik, başlık nursery bakım nutrient: besin maddesi oak: meşe ağacı observation: inceleme, tetkik occasionally: nadiren, sık görülmeyen oceanographic institute of the Turkish navy: türkiye oşinografi enstitüsü octopus: ahtapot official: yetkili, resmi offset: dengelemek offshore: açık deniz oil spillage,spill gemilerden petrol sızması oligocene: oligosen oligosaline: oligosalin oligotrophic: oligotrofik omnivorous: hem et hem ot yiyen on a sustainable basis: sürekli bir tabana oturacak şekilde onset of a season: mevsiminn gelmesi opening: kapak operating: işletme ophiolitic: ofiyolit optimal: uygun orogeny: orojenez osprey: balık kartalı outboard engine: takma motor outcrop: yüzeylemek outgoing: çıkan, kalkan outlet: çıkış outline: taslak output: (faaliyet) overdraft: açık kredi overflooding: sel overlap: bin(dir)mek overlap: daha geniş olmak overnight: gecelik overview: genel taslak overwintering: kışlama oxbow: atnalı şeklinde kıvrım, akmaz (göl) oxygenation: oksijen durumu oyster: istiridye paddle: çarklı, kanatlı palaeozoic: paleozoik paling: saz paling: parmaklık parameter: parametre, değişken partition: bölme, perde partner bonus fund: ortak kâr fonu pass: geçiş, geçit, boğaz pasture area: mera alanı patrol: korumak, gözlemek, savunmak peak: zirve, doruk, en yüksek pebble: çakıltaşı, necef pellet (feed): yem pen: ağıl pending: sırasında peninsula: yarımada perennial: sürekli perimeter: çevre permanent water area: sürekli su alanı permanent: sabit permeability: geçirgenlik persons met: görüşülen kişier pertain: ait olmak pertinent: uygun, yerinde pest: başbelası pesticide: pestisit, böcek kimyasalı petersen grab: petersen grab (göl dibindeki yumuşak tabakadan örnek almaya yarayan alet) phase: evre photocell: fotosel photometer: fotometre, ışıkölçer phyto-zooplankton: fito zooplankton pigment: boya maddesi, pigment pike: turna balığı pikeperch: sudak pillar: direk pine: çam pintail: kılkuyruk ördeği piscicide: pisisit pivot: mihver, eksen planning department: planlama şubesi plant: fabrika plate: levha, saç, plak pleistocene: pleyistosen plinth: kaide, sütun kaidesi plover: yağmurkuşu poaching: izinsiz avlanma pochard: elmabaş pole: sırık polisaline: polisalin pollution from agriculture: tarımsal kaynaklı kirlenme pondweed: su otu pontoon: duba, ponton poplar: kavak positioning: ayarlama posture area: mera potable water: içme suyu poultry: topluluk? prawn: büyük karides prawn: büyük karides pre-fattening: önsemirtme precipitation: çöküntü, çökelti, tortu, yağış precipitous: sarp, dik precision: dikkat, sıhhat predator: yırtıcı hayvan preliminary consideration: ön değerlendirme preliminary finding: ön bulgu preliminary information: genel bilgi ? premium: prim, değer payı prevalent: hüküm süren, geçerli; genel prey: av primary production: primer private enterprise: özel girişim, özel girişimci private housing özel mesken privately owned: özel mülkiyete ait probe: sonda, sondaj (yapmak), inceleme(k) processing plant: işleme fabrikası processing: işleme processing: işle(n)me production: ürün productive activity: üretim faaliyeti progression: ilerleme project team: proje ekibi project: tasarlamak, planını çizmek prolong: uzatmak, sürdürmek prompt teşvik etmek, neden olmak propel: itmek, yürütmek propeller: pervane(li) protected area: koruma alanı protected environment: koruma altındaki bölge, koruma alanı protected status: koruma statüsü protected wildlife reserve: tabiatı koruma alanı protectionism: korumacılık protrude to sea: denize açılmak provision: karşılık, provizyon provision: koşul, tedarik, sağlama proximity: yakınlık, yakın olma prudent: ölçülü, tedbirli public administration: kamu idaresi public body: devlet kuruluşu pumping station: pompa istasyonu purification: arıtma purify: arıtmak purple heron: ergûvani balıkçıl pursuant to: e göre / uygun olarak pygmy cormorant: cüce karabatak quantification: miktar ölçümü quarry: taş ocağı quartzite: kuarzit quaternary: kuvaterner questioned ownership tartışmalı mülkiyet questionnaire: anket, anket formu raceway: kanal rainbow trout: gökkuşaklı alabalık rainfall: yağış (miktarı) range: sınır, sıra, dizi, uzaklık, otlak, mera rationale: mantık, temel, nedenlerin açıklaması rearing: yetiştirme receivable: alınacak reciprocate: karşılıklı hareket etmek reclaim: geri / iadesini istemek recreation: dinlenme (tesisi) recruitment: temin, stok rectangular: dikdörtgen şeklinde recuperation: nekahat recycling: geri dönüşümlü red mullet: barbunya red-crested pochard: macar ördeği redox: redoks redundance: çokluk, miktar reed crop: sazcılık reed cutting: sazcılık reed harvesting: sazcılık reed-warbler: saz bülbülü reed: kazık, saz reedmace: su kamışı reef: kayalık reference index: referans indeksi refractometer: refraktometre refrigeration: soğutma regional directorate: bölge müdürlüğü regional representative: bölge temsilciliği regress: geri çekilme(k), gerileme regression: çekilme, gerileme rehabilitation: ıslah reimburse: geri ödemek reinforce: desteklemek, sağlamlaştırmak reinforced concrete: betonarme reinforcing: takviye relevant literature: ilgili kaynaklar renter: işletici repercussion: etki, sonuç represent: (temsilen) seçmek reptile: sürüngen researcher: araştırma görevlisi (ünv) reservoir: rezerv resident: yerleşmiş, sakin residual: artık, bakiye respectively: sırasıyla, sırayla restocking: stoklama resultant: meydana gelen, olan retain: muhafaza etmek retrieve: yeniden elde etmek, telafi etmek, kurtarmak revenue: hasılat rhodorendron: rodorendon ridge: sırt rip-rap breakwater: taşlardan oluşan dalgakıran river branch: azmak rod: sırık roe: havyar rotational: dönüşlü rotifera: rotiferler route: yol, hat rudd: kızılkanat ruddy shelduck: angıt ruff: dövüşken kuş run: tekrar running cost: işletme gideri runoff: akarsu rush: hasırotu, saz S: kıble sale forecast: satış tahminleri sale value: satış kıymeti / değeri saline: tuzlu bataklık salinity: tuzluluk, tuzluluk miktarı / oranı salmon trout: alabalık salmon: som balığı sampling station: örneklem istasyonu sampling: örnek sanctuary: koruma alanı sand bar: kum seti sand smelt: gümüş balığı sandstone: kumtaşı sandwich tern: sandviç deniz kırlangıcı sandy-gravel deposits: kumlu çakıllı çökeltiler sanitary: sıhhi, sağlık+ scale: ölçü, ölçek scale: balık pulu, pul, terazi scenario: tasarı, plan scheme: plan, proje, taslak scope: alan, faaliyet alanı, amaç, konu screen: kafes, bölme screening table: inceleme tablosu scrub: kumul sea connection: deniz bağlantısı seabass: levrek seabream: çipura seagull: martı seal: onaylamak sealing material: su geçirmez malzeme sealing off: onay(lanma) seapage force: sızma kuvveti seawater intake: denizle bağlantı, deniz girişi section: bölüm, bölge, kesit sector: bölüm sedge: ayak otu sediment trap: sediment tutma tertibatı sediment: sediment, çökel sedimentation: sedimentasyon seed fish: yavru balık seed: tohum seepage: sızıntı seine net ığrıp seines: serpme selective: dikkatli semi-clogged: kısmen tıkanmış semi-permanent: yarı sürekli senior biologist: uzman biyolog sensitivity: kararsızlık sequence: sıra series: sıra, dizi, seri set off: oluşturmak, meydana getirmek setting off: oluş(turul)ma settlement: yapılanma settling: çöktürme shale: şist shallow: sığ sheet: levha sheldrake: hanımördeği shelduck: suna shoot up: yükselmek shoreline: sahil şeridi shortlist: son liste, listenin son hali shovel loader: kürekli yükleyici shovel: kepçe shoveler: kaşıkçın shrimp: karides shrub: çalı, bodur ağaç, funda shutting: kapak sieve: elek, elekten geçirmek sieving: elekten geçirme silt up: silt ile tıkamak silt: silt silting up: siltasyon silver carp: gümüş sazan site complex: alan kompleksi site for the preservation and reproduction of waterfowl: su kuşları koruma ve üreme alanı slab: levha slide: sürgülü slit: dar aralık sludge: atık, çamur sluice (gate): set kapısı / kapağı sluice: geçit small mullet: ilerya, küçük kefal small-scale: küçük çaplı smoke tree: sarı ağaç sole: dilbalığı solid load: sediment sorter: tasnif edici southernmost corner: en güney uç sp.: species span: uzunluk spatial: uzaklığa / sahaya ait spawn: yumurtlamak special environmental area: özel çevre koruma alanı specification: özellik specimen: örnek, nümune spectrum: tayf, görüntü spin-off: ikincil etki spoonbill: kaşıklı balıkçıl sports fishing: amatör balıkçılık, eğlence balıkçılığı spring: kaynak, memba spur-winged: mahmuz kanatlı squacco heron: alaca balıkçıl SSE: kıble keşişleme SSW: lodos stable sağlam staff: personel stake: kazık state institute of statistics: devlet istatistik enstitüsü statement: rapor, (beyanat) static: durgun stationary: sabit steady pace: sabit oran steep: sarp, dik sterile: verimsiz stilt: kıyı koşarı stock: stok stocking planning: stoklama planı stone curlew: çayır balabanı (kocagöz) stratification: tabakalanma, katmanlaşma stratify: katmanlaşmak strawberry tree: kocayemiş streptococcus: streptokok stretch: alan, saha strip: şerit striped red mullet: has kefal strobe: elektronik flaş structure: yapı, bünye subarid: yarı kurak submerged: su altındaki submersion: suya batma, su altında kalma subsidence: çöküntü, çökelti subsoil: alt toprak subterranean: yer / toprak altı successive: ardarda (gelen) sucking dredge: emme tarağı, emici tarak suction dredge: emici tarak sugar beet: şeker pancarı sulphate: sülfat sulphide: sülfür sump: pompa grubu sundry: çeşitli, muhtelif sunflower: ayçiçeği sunset: güneş batışı superficial: sığ, yüzey(sel) superfluous: yersiz, gereksiz, fazla superimpose: eklemek surface area: yüzölçümü surface: (yüzey alanı) surfaced road: sathi yol surveillance: denetleme, teftiş survey methodology: araştırma metodları survey: tetkik survey: anket formu suspended solid content: askıda madde swamp: bataklık; batırmak synergetic: birlikte çalışan, işbirliği yapan, birbirine güç veren synergic: karşılıklı synoptic table: sinoptik tablo table: çizelge tabular: cetvel halinde düzenlenmiş, cetvele göre hesaplanmış, cetvel şeklindeki tailor: uydurmak tamarisk: ılgın Taurus: Toros teal: çamurcun technical proposal: teknik teklif tectonic: tektonik tentative: deneme, deneyim terminate: sona ermek terms of reference: (kontrat?) tern: deniz kırlangıcı terrace: set, teras terrain: arazi terrapin: tatlı su kaplumbağası terrestrial: yer(sel), karasal, karaya / dünyaya ait tertiary: tersiyer tertiary: üçüncül (secondary’den sonra) testify to: …e tanıklık etmek, kanıtlamak, açığa çıkarmak tethys sea: tetis denizi texture: doku, örgü the mission was staffed by 4 consultants: alan çalışmasında 4 danışman görev aldı. the oceanographic and hydrology institute of the navy: seyir, hidrografgi ve oşinografi enstitüsü thin-lipped grey mullet: pulaterina threading: düğümleme threshold: eşik, sınır tidal water: gelgit suyu tip-removed hook: ucu çıkarılmış çengel tombolo: tombolo topographic map: topoğraf haritası tourist area: turistik bölge tow: römork yapmak tracked: paletli trammel net: fanyalı ağ transect: kesit (çıkarmak) transformer: transformatör transgression: ihlal transmitter: telsiz transparency: berraklık transport: taşımacılık trawl-net trol ağı ,tarak ağı trawl: trol trawler: trollü tekne, tarak ağlı tekne treatment: işlem tree heath: süpürge ağacı trench: hendek triassic: triyas devrine ait tributary: akarsu, kol triple: üç katı, üçlü trout: alabalık true lagoon feature: tam lagün özelliği tubular well: borulu kuyu tuff: tüf tuft: püskül, demet, öbek, küme turbidity: bulanıklık turn-key cost: teslim fiyatı turnover: devir sürati, iş hacmi uncertain değişken unconsolidated: pekişmemiş, sağlam olmayan, birleşmemiş unequivocal: kesin, anlamı açık unexploited: atıl, işletilmeyen, işletilmemiş unit size: tane / birim büyüklüğü unprocessed: işenmemiş unsurfaced: satıhsız untreated sewage: arıtma işleminden geçmemiş kanalizasyon suları updated: günümüze en yakın tarihte hazırlanmış upkeeping: bakım uplift: yüksel(t)me upstream: akıntıya karşı, nehrin yukarısındaki urea: üre vallicoltura, vulliculture: valikültür various: muhtelif vegetation: bitki örtüsü venture: yatırım, girişim, işletme, kuruluş, müessesese, muayene verify: tahkik etmek, gerçeklemek vertebrate: omurgalı vertical: dikey viable: uygulanabilir, yapılabilir, uygun vibration: vibrasyon vicinity: çevre vocational: mesleğe ait, mesleki wader: yağmur kuşu wadering buffaloe: su mandası walkway: yürüme yolu warbler: bülbül wastewater: atık su(lar) water body: su bünyesi, su kaynağı water interception channel: su kesme / tutma kanalı water management: su denetimi water quality: su kalitesi water table: su tabakası, su tabakası düzeyi waterfowl: su kuşu wave action: dalga hareketi wean: büyütmek, yetiştirmek weaning tank: yetiştirme tankı Weaning tank: yetiştirme tankı weed: (yaramaz) ot weighted average: tartılı ortalama wetland area: sulak alan wetland: sulak alan wheel: çark, tekerlek whereby: onunla, onun vasıtasıyla whiskered tern: beyaz bıyıklı deniz kırlangıcı white-fronted goose: beyaz alınlı kaz white-headed duck: domuzburunlu patka whiting: mezgit wholesaler: toptancı wigeon, widgeon: fiyo wild cat: yaban kedisi wild fry: yabani yavru balık wilderness: yaban hayat wildlife protection agencies: yaban hayatı koruma dernekleri Wildlife Protection Area: Yabanhayatı Koruma Sahası willow-warbler: söğüt ötleğeni willow: söğüt windbreak: rüzgar çiti wintering: kışlama wire trap: sepet WNW: batı karayel workshop: atelye wrack: deniz yosunu wrap-up: özet, sonuç WSW: batı lodos yearling: bir yıllık yavru yearly: yıl içerisinde yield: ürün, verim, kazanç young tree: fidan zinc: çinko extension: ek gilthead seabream, sparus aurata: çipura sharpsnout seabream, diplodus puntazzo: çipura? White seabream, diplodus sargus: sarıgöz two-banded seabream, diplodus vulgaris: karagöz european sabass, dicentrarchus labrax: levrek flat-head grey mullet, mugil cephalus: haskefal thick-lipped grey mullet, chelon labrasus: kalın dudaklı kefal (mavri) thin-lipped grey mullet, liza ramada: ince dudaklı kefal (pulatarina) leaping grey mullet, liza saliens: sivriburun kefal mussel: midye blower: vantilatör sedative: sakinleştirici, yatıştırıcı ammonia: amonyak anaesthetic, anesthetic: anestetik, uyuşturucu therapeutic: tedavi edici manual: kılavuz quote: fiyat biçmek, fiyat vermek, belirtmek entry: giriş, kayıt coastal department: kıyı kesimi compartment: bölge, alan, bölme stamp: pul, damga, aşmak navigable: gelişe gidişe uygun, açık (su) inland: iç, karasal, dahili MAAFR: TBOKB commercial size: piyasa ebadı/büyüklüğü molar: azıdişi gonad: gonad, eşeylik organı ovary: yumurtalık belly: karın, göbek yolk-sac: vitellüs kesesi adsorption: yüze çekme, adsorpsiyon adsorb: yüze çekmek contingent: …e bağlı, tesadüfi, umulmadık, şans eseri olan background: genel bilgiler, arkaplan erratic: değişen, kararsız, düzensiz gregarious: sürü/topluluk halinde (yaşayan), sokulgan fish barrier for fry: tangab vertex: zirve, doruk, tepe, başucu converge: bir noktada birleşmek exploit: işletmek, yararlanmak whirlpool: girdap, burgaç efficacy: yarar, etki shoal: sığ yer, balık sürüsü netting: örme işi, ağ örme, ağ float: şamandıra, yüzertop, ağ mantarı, olta mantarı pull net: çekme ağı? çekmek: çekmek, sürüklemek sack: çuval, torba terminal: kutup, uç skimming net: yüzey ağı ? knot: düğüm knot net: düğümlü ağ strainer: süzgeç bail: çıkarmak, boşaltmak, tahliye etmek, kefalet scoop net: kepçe ağı tub: leğen, küçük fıçı brook: çay, nehir, ırmak debouch: açılmak (denize vb) eligible: uygun, seçilebilir, haklı refraction: kırılma spot: benek/lekelenmek, yerleştirmek, bulmak, belirlemek school: balık sürüsü haul: (balık ağını) çekme(k), sürüklemek, taşımak, ağdan çıkan balık miktarı abrasion: aşınma, yıpranma hemorrhage, haemorrhage: kanama upwelling: akış, sürüklenme fush: sürü pivot: eksen, geçiş bunt: balık ağı, ağ buoyancy: batmama, özgül ağırlık sturdiness: sağlamlık rowing boat: kayık, sandal adherent: yapışık scrape: kazımak, kazıyarak çıkarmak, temizlemek deionize: iyonları gidermek distill: damıtmak calibrate: ayarlamak elongate: uzatmak ramify: kollara ayrılmak, dallanmak melanophore: melanofor snout: hayvan burnu caudal: kuyruklu, kuyruk+, kuyruk gibi fin: yüzgeç duct: boru, su yolu, kanal, damar ventral: karna ait, karın+ pelvic: leğen+ fusiform: iğbiçim, iğsi dorsal: sırta ait, sırt+ opercular: solungaç kapağına ait vertebrae: omurlar pectoral: göğüs+ ray: balık kanadı kılçığı compress: sıkıştırmak, yoğunlaştırmak compressed: basık bossy, (bosy?): kabartmalı, kabarık cephalic: başa ait, baş+ band: şerit pyloric: pilorik, pilora ait caecum: (çoğul caeca) kese, çekum pedunculus: sap, pedunkulus trunk: gövde maxillary: çene kemiğine ait prophylactic, prophilactic: (hastalıktan) koruyucu, profilaktik therapeutic: tedaviye ait, tedavi edicci swirl: girdap, girdap oluşturarak dönmek sluggish: uyuşukk swimbladder: hava keseciği operculum: solungaç kapağı, operkül gill: solungaç inflate: şiş(ir)mek dedicated: özel dip: daldırmak, batırmak lethargic: uyuşuk melanism: renk maddesinin fazlalığı enucleation: nüvesinin alma, izah, aydınlatma, aydınlanma exophthalmic: egzoftalmik sterilizer sterilizatör; buğuhane spoon kaşık; kaşık şeklinde balık yemi; zoka salinometer tuzluluk derecesi ölçücüsü; tuzlu su areometresi; tuz terazisi oxymeter oksijen ölçer(?) Artemia enrichment hypochlorite solution formol formol (?) homogenate cod mezgitgiller; morina balığı hake barlam; barlam balığı fillet fileto; dilim; küçük baş sargısı; file; zıh; aerodinamik kuşak; (balık) kılçığı çıkarıp ikiye bölmek lesion: yara, bere nodule: yumru, bezecik, düğümcük ascites: karın iltihabı spleen: dalak germ: mikrop coccus: koküs mobile: hareketli, mobil bacillus: basil myxo: mikso ulceration: ülser(leşme) liquefaction: sıvı haline gelme, iltihaplanma tumefaction: kabartı, şiş, şişme, kabarma necrosis: doku çürümesi, kangren, nekroz necrotic: çürüyen dermal: deriye ait, deri+ epithel: epitel protozoa: tek hücreliler viscera: iç organlar septicemia, septicaemia: septisemi monogenean: monojen, eşeysiz digenea: dijen trematoda: trematoda twist: bükmek, kıvırmak attack: saldırmak, zarar vermek integrate: katmak (vitamin vb) lipoid: yağlı ataxic: ataksik subcutaneous: deri altı bile: safra, öd anellid: anelid modality: şekil, usul, tarz karst: karst flow course line: debi gidiş çizgisi cumulative: eklenik feeding system: beslenme sistemi periphery station: çevre istasyonu intermediary basin: ara havza addition: katkı branch: kol (nehir) river mouth: mansap downstream: mansap isohyet: eşyağış eğrisi mugilidae: kefal balıkları compound diet: karma yem moist feed: yaş yem, pasta cyst: yumurta leadline: kurşun yaka halatı floater: yüzdürücü ripple: kırışık(lık) meandering water: menderes sızdırmaz: hermetic; impervious; leakproof; waterproof; tight tarım ilaçları: presticides radyoaktif izleyici: radioactive tracer perlit (inci taşı): perlite talaş: shavings besleme havzası: kirletici: contaminant kara suları: territorial waters sintine (gemi suyu): bilge balast: ballast çöp: garbage fosseptik: septik tank Teknik Usuller Tebliği: the Technical Prosedure Communication açık deniz: open sea açık deniz balıkçılığı: deap sea fishing moloz: debris; rubble hafriyat: excavation; excavations deniz dibi tarama: sea bottom dredging çevre kanunu: Law on Environment motorlu taşıt: motor vehicle su taşıtı: water craft çöktürücü: precipitative; floating agent; precipitant çöktürmek: settle seyreltmek: dilute kanalizasyon: canalisation; sewerage kanalizasyon sistemi: sewerage system; service mains; system of drains vidanjör (boşaltıcı; lağım boşaltma aracı) nightman; scavenger; sewer man alıcı su ortamı: receiving water environment alıcı ortam: receiving environment kirleten: polluting agency yağmur suyu: rain water; atmospheric water yıkama suyu: wash water katı atık: solid waste kirlilik yükü: pollution load Tehlikeli ve Zararlı Maddeler Tebliği: the Dangerous and Harmful Subtances Communication İller Bankası: the Bank for the Provinces* hava kirliliği: air pollution* toprak kirlenmesi: soil pollution* Çevre Genel Müdürlüğü: the General Directorate of Environment mahalli çevre kurulu: local environment board gıda sanayi: alimentary industry maya fabrikası: yeast factory makarna fabrikası: macaroni factory süt ürünleri: milk products yağlı tohum: oil seed katı yağ: solid oil mezbaha: slaughterhouse entegre et tesisleri: integrated meat plants* balık unu: fish flour kemik unu: bone flour; bone powder yan ürün: by-product tarla balıkçılığı: field fishery* içki sanayi: beverage industry melastan alkol: molasses alcohol* yer üstü suyu: surface water düz cam: flatt glass; sheet glass pencere camı: window pane; window glass cam yünü: glass wool taş kömürü: anthracite; hard coal* linyit: lignite kok: coke havagazı: coal gas; gas terbiye: treatment; improvement çırçır: cotton gin petrol rafinesi: petroleum refinery petrol dolum tesisleri: petroleum filling plants ağartılmış selüloz: bleached cellulose ağartılmamış selüloz: unbelached cellulose kırpıntı kağıt: scrap paper parşömen kağıdı: parchment paper dolgulu kağıt: loaded paper klor alkali: chlorine alkali perborat: perborate zırnık: orpiment boya sanayi: dye industry; dyeing industry müstahzar: ready-made drug; preparation tanen: tannin tanenli: tannic dağlamak: cauterize yumuşatma: annealing; softening difüzör: diffuser mülki amir: administrative chief uygun görüşü: opinion of appropriateness* Mahalli Çevre Kurulu: Local Environment Board izin belgesi: * İdari Usuller Tebliği: the Administrative Procedure Communication batimetrik: bathymetric dengeleme havuzu: compensating pool; balancing pool* ön depo: bunker arıtma çamuru: purification sludge* devreye almak: circutitization cüruf: slag İmar Kanunu: Law on Public Improvement* İta Amiri: not: AYMİRA dan alıntıdır
__________________
Cumhur Gezen Profosyonel balıkcı İstanbulu (konum Alanya)1965 B rh+yaş 43 [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] SİTE ÜYESİ ARKADAŞLAR = KONULARA LÜTFEN YORUM YAZINKİ, DOĞRU YANLIŞ, İYİ KÖTÜ, EKSİK VARSA HEP BERABER ÖĞRENELİM. Ç SULARIMIZ VE DENİZLERİMİZE PLASTİK MADDELERİ ATMAYALIM= her balığa gittiğinizde 2 ad plastiği toplayın - 2 gün fazla balığa gideceksiniz.TEŞEKKÜRLER Bu mesaj en son " 03-12-2007 " tarihinde saat 15:52 itibariyle cumhur tarafından düzenlenmiştir.... |
|||||
![]() |
![]() |
Sponsored Links |
Sosyal Paylaşım |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıtlar | Son Mesaj |
Shimano Ürünleri | SHIMANOCU | Tanışma | 44 | 07-03-2012 09:59 |
su ürünleri sözlüğü | jellyfish | Dökümanlar ve Makaleler | 5 | 23-10-2007 19:02 |
Su Ürünleri Portalı | aserkansatı | TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER | 0 | 30-01-2006 08:43 |